Burası Çanakkale!
Her Türk için istiklal, mukaddes emanettir
Vatan aşkından gelir, gövdesindeki kuvvet. Cehalet hezimettir. Bilge kumandanlarla efsane alayları Kefenlerini giyip, zafere ant içerek Tabyalara yığdılar bütün varlıklarını Yüreklerinde inanç, azim ve cesaretle. Namlular temizlenip, kılıçlar bilenirken Sancağın gölgesinde Ermit’in * kutsadığı, kibirli meczupları Kiralık yüz binlerle Bir hışımla koşuyorlar Akdeniz’den yukarı Anadolu’da telaş, siperde Çanakkale! Nefretle güdülenen zırhlı kruvazörler Gülle, lav kusuyorlar gündüz gece ! Aklın infilak vakti Savruluyor nice tabyalar, mevziler Yerde mahşer, ufuklar alev alev İnsanlık afallarken, kan-revan Çanakkale! Hak’ka biat edenler, namertten çekinir mi? Kor ateşlerden fışkırıyorlar İbrahim-i gibi Kınalı kuzular, Koca Seyitler... Kirişsiz damlar misali demir yığınlarını Mıhlıyorlar vakumlu dehlizlere! Boşanıyor sahillere kudurmuş şövalyeler Dinmeyen kurşun yağmuru... …. Köpüren dalgalarla, kükreyen Mehmetçikler İstikametleri zafer İstihkakları nefesti onların. Ecel şerbeti içip, parçalanan bedenler Öldüler sanılmasın Rasulun (s.a.v) methettiği muvazzaf neferlerdir. Mahşerden tatmayan dil, nasıl tarif eder ki Literatüre mahküm, dar kalıp teşbihlerle Yazılanlar az değil. Bunca mecaz, bunca vecz acz içinde. Darb-ü mesel bir destan ki, belleklere kazılan Tekerrür etse bile, tarih kaydetmemişti. Dinle milenyum asrı; muasır medeniyet Burası Çanakkale! En dişli orduların perişan olduğu yer Mustafa Kemaller yurdu, kışla-mektep iç içe. Burçlarında dalgalanan Al Bayrak İnmez artık , Yer yarılıp, gök kubbe çökmedikçe! Ömer Çelik |
başka söz söylesem dilim tutulur şair...