Şafak Konçertosu
I.
Evet, nasıl anlatsam Bir ev yanıyor ve benim yalnızlığım, Gitgide çirkinleşiyor İri dudaklı hiçlik kadınları da yaşlandı Seni ya da beni Olmuş bir bitmişlik gibi Seviyor bütün çiçekler. Sokak konçertoları bizim değil Senin unutulmuş melodilerin dağları deldi Bak! Şimdi orada uyumalıyım Çünkü dağlar bizim olurdu Günbatımında. Duydunuz mu, evet, duydunuz Ben bugünü ağlamaya ve yalnızlığa adıyorum Güzel güneşin iri oklu yayları Bahçede henüz doğmamış incirler Demek istediğim Bir gün bütün ölümler, acıları dindirecek. II. Çiçekler küçükken sonsuzluğa borçlandı Batısına yerleşen sahte dolunay! Göz kapaklarım seni artık tanımıyor Ve bir bakıma, Okumuyorum artık sevdiğin şiirleri Ah! Kalbimden geçen kurt sürüleri Şimdi şuradalar Şimdi öte taraftalar Gündüzü seslendirir gibi Sevdiğim o kokunu almak. Küçük Ayasofya ve küçük su bardağı Uyandım, az önce Yaşlılıktan olsa gerek adımı unuttum Sanki dünyada hiç kimse ölmüyormuş gibi Birden geçiverdim gökyüzünden - saçını düzelt - gözlerindeki çukurda ruhum gömülü - sen gülersen çiçekler yeniden doğar - akşamüstü seni sevmek istiyorum O yıl, Beyrut’tayken Unutmak adına hatırlatmalar gerçekleştiriyorum Kalın elli restorant işçileri Ve emeklerindeki alınteri. Çoğu zaman, zamanla unutuluyorum Bir hiçliğe dönüşüyor ellerimdeki terin Sana emekleyerek gelmek isterdim Kız çocuklarına yakışan gülüşlerin Bir hayat ötede, hemen ölüyorum. III. Senin boynuna en güzel Güzel annemden kalan kolyeler Çarşı-pazar hoşgörü fırtınalarına yontuldum Kıştan kalma bir bitkiyi alıp Hasta yatağını düzeltircesine Diş ağrısının kalp ağrısından büyük oluşuna Ovuşturarak oluşturduğum yaz gülüşün Kısaca söylemem gerekirse çok özlüyorum seni - saat beşte mi kalkacak otobüs - saatim hiç beşe gelmiyor ki! Ve seni bulamıyorum Öylece ellerim rüzgarla savaşıyor Kayıp ruhuma diktiğim düğmeler Yerden yukarı çizdiğim gökyüzü Doğrusunu söylemek gerekirse Yalnızlığım ölümle betimleniyor. |
Güzeldi
Yüreğine kalemine sağlık
Kutluyorum......