Kav"Var mıdır bir perdesi hüzün denen gecenin Çekip kurtulur mu insan karanlığın göğsünden Hangi yoldan gidilir gökkuşağına..?" Bir vedayı ekiyor gözlerim saksıdaki toprağa Kanatlanmış dünleri uğurluyor ellerim Yer kayıyor sanki, düşüyor dibine ayaklarımın Ters düz oluyor göğün rengi âdeta Ne kadar uğraşsam dönüşmüyor gri, maviye... Zamanın kuytusunda gizil eller vardır hep Uzandıkça çoğalır cesaretin dişleri Sıyrılır yorgun kabuğu kış uykularının Gözlerde yangın olur güneşin muştusu Bir kızıl gonca gelip oturur yanaklarına Ne kadar kıymık varsa çekiverir içinden Çocuk düşleri giyinir bazen dilimiz Dudaklarımızda bahar ayazı Ne güzeldir yaşamak ağrısı Kulağımda uğultusu dinmeyen başıboşluk Ve bir nisan serinliği uyluklarımda duyduğum Koştukça çoğalıp derinleşen... Gidenler diyorum... Hiç gitmemiş gibiler çokluk Ömürde telâş, yürekte bozgun gibiler Bitmeyen bir saklambaçtayım ben; Arar ellerim, gözlerim; uçuşur tenhâlarda saçlarım Gün biter, akşam olur, bir burukluk oturur Ortasına ateş düşmüşçesine odamın Yanık, kavruk, kimsesiz bir "sobe" kalır geriye... Kadife bir şenliktir çocukluk düşlerim, Ve ben her bahar; Bacaklarıma dolanan salıncaktan düşerim... Özlem TARHAN Nisan/2015 |
"Ne güzeldir yaşamak ağrısı"
Gururla, sevgiyle, dostlukla, şiirle hep.