Mut albenisimut albenisi güzel, kırmızı bir elma cebimden ç’aldın bana vermezsin çöpünü fırlatırsın beyaz giysime çıkmaz kalır lekesi mayıs yeşili gülüşünle başlar daha ekmek tutmadan elin baklava tepsisi başında kimi koyacağını düşünürken kalp kolyene gözlerin bana kayar kıyacağını getirmem aklıma dizin dibine bağdaş kurar künyemi uzatırım başları yazmalı kadınlar yolumuzun üstünde hayat çatarlar bir dam odun hayvan saman, saçkı bir lokma bir hırkaya çalışırlar kimi ırgat gider tarlaya kimi durmaz bebe doğurur kimi kotarır ellerini kirliğe atıp geçmiş donunu erkekler iyi kötü bir işte sofraya koyacağı öğünü düşünür geleceğe bırakılır ütopya elleri, beyni hazırlanır çocukların rafdan alınıp verilmez hemen yemiş değildir gelecek önüne konulup yenilecek ikimiz daha itişip kakışırız sen eşek olursun ben binek bilmeyiz yüzümüzden gülümsemeler başkaları bindikçe eksilecek silinecek ağzımızın kıyısından vişne renkli gülümsemek mut alır gider olgun elmalarını koparılır ham meyveler dalından bir türlü yeni elma koyamayız cebimize kalp kolyemiz eskir kalır komidinlerde başka kırık bakışlarda birbirini arar gözlerimiz mutluluk kalır başında yeşil eşarbıyla adım atmaya ürkek genç ayaklarda 01. 04. 2015 / Nazik Gülünay |