Ne kadar güzel bir tablo...
Senelerin ötesine, gençlik yıllarımıza aldı götürdü yine satırlar bizi.
Bayram sabahlarının heyecanını yaşadık.
Hele de,
sevgi esintileri gezinmekte ise yüreğinizde,
bir kat daha artardı heyecanınız.
Ne mümkün sevgilinin evine gidebilmek...
Köşe başında beklemeler,
giyinip, süslenip, taranıp...
Bir bukle söz, bir küçük cümle yeterdi kuş olup uçmamıza.
Sadece,
iyi bayramlar işte...
Bakışlarından bir tutam koparabilmek,
gönlünüze hapsedebilmek o anı, ne güzeldi...

Şimdi,
okuyorum da şairi,
o güzellikleri ne hoş tasvir ediyor.
Heyecanları, nasıl da güzel hissettiriyor.
Gelecek senli bayramları beklemek...
Ne büyük bir sevgi ifadesi...

Eski bayramların güzelliklerini yaşattı bize şiirin.
Teşekkür ederiz şairim...

Bayramınızı gönülden kutluyoruz.

______________şekerlik elimde önünde eğileyim sevgiye
bir bakışlık sevda alayım
bir tutam çiçek yerine
gelecek senli bayramları bekleyeyim
giyinip süslenerek
gözlerinde bulayım
bütün bayram sevincini


bilmezsin hüzün çöker
sensiz her bayram


14. 10. 2013 / Nazik Gülünay
______________________________________________

Evet, elbette uzaktan bir selam yetmez, bayram gününe ve sevincine. Bayramlar dolu _ dolu sevinçle, umutla, coşkuyla, yaşanıp kutlanması gereken halk ve toplum günleridir. Bir toplum dayanışmasında ve paylaşımında bayram gibi kutlanan umut verici, özlem giderici günlerin çok büyük değeri ve önemi vardır. Çok güzel bir şirle, coşkuyla vurgulamışsınız, sizde bu güzelliği önemine uygun yansıtmışsınız.
Güzel ve anlamlı çalışmanızı tebrik eder, bayramanızı esenlik ve mutluluk dileklerimle kutlarım Nazik Gülünay,
Kemal Polat

"dizlerimiz değsin birbirine"
Yani; birbirimizin yüzüne bakalım ...Nasıl bir mutluluktur bu, onu ancak işte böylesi yürekler bilir...
Hani, ahirette olan şeylerin bir benzeri dünyada vardır ...Buna binaen, hakk aşıklığı hususunda mümin olan cennetlik bir kulun cennette alacağı en büyük ödül ALLAH taalanın nur cemalini görecek olmasıdır...Asla ne kevserdir ne huridir ne de cennet meyveleridir...
Yunus emre boşuna demiyor; " bana seni gerek seni" diye...
Söylemek istediğim benzerlikten bahis açarak ..Bu dünyada bile gerçek seven insanın arzusu sevgilinin yüzüne bakmaktır, öylesi sevenlerin paha biçemediği bir durumdur, sevdiğinin yüzüne bakmak...İşte o sevginin adı helaldir, aşktır, sadakattir ....
Sevmek suç değil günah değil doğruluktan şaşılmadığı müddetce...


Ve "kalbimiz ağzımızda"...
Yani diyor ki; yürekten yüreğe, gönülden gönüle konuşalım...Dile ne hacet, söze ne hacet ...Biz onları çoktan aşmışız...Değil mi ablacım dile düşen bir aşkın masalı mı olalım bu saatten sonra dercesine...Aşk odur ki ; gözden göze bilinsin tüm emeller...
Leyla ya sorarlar; sen mi daha çok sevdin, yoksa mecnun mu? ...Leyla der, ben daha çok sevdim ...
Neden derler; Leyla bir ah çeker derinden ve der ki; O kendini çöllere attı çalmadığı kapı bırakmadı aşkı dillere düşürdü...Oysa ben hiç kimseye dert yanıpta aşkımı dillere vermedim...

Öyle ya , ne gerek var vaveylaya .... Son iki kelime.... "KALBİMİZ AĞZIMIZDA"... Daha ne olsun, selamlar, saygılar ablam....


ÜNSÜZ ŞAİR... tarafından 10/14/2013 12:54:03 AM zamanında düzenlenmiştir.