6
Yorum
6
Beğeni
5,0
Puan
5582
Okunma
DENİZCİ MASALI...
Hırçın dalgaların kayalıklarında kırılır yürek
Yosun kokulu sevdalar takılırken martıların titrek kanadına
Nasırlı elleriyle fırtına sonrası döner kayıklarıyla balıkçılar
Dumanı dünden tütmüş evlere pul pul fırtına çökerken
Akşam yemeğinden önce saklanır yakamoz
Mor bulutların evlerindeki sakin kasabaya gizlenir
Ocakta bir balık çorbası savaş öncesi bir sessizlik başlar
Hamurundaki ekmek pişer yakarken küçük çocuğun ellerini
Sallar fırtına çelikten gemileri lodosuyla
Dil kurutan türküler birikir yosunla dolmuş ağlara
Hava soğur limanlar üşür kış öncesi bir mevsimde
Tek tek martılar düşer denizin ortasına
Yasak şarkılara saklanır amansız sevdalar
Küflü münzevi derin bir bekleyişin içinde
Tüter ortalık bir gemicinin cigarasındaki derin düşüncelerle
Sallamasıydı deniz oysa birkaç küçük balık daha tutacaktı
Derin denizlerin üste kalan fikirleri takılmasaydı oltasına
Yağmur çatıları dökerken korkudan ağladı çocukları
Şöminede kıyıya vurmuş birkaç kurumuş odun parçası
İçerde ılık bir sıcaklık
Ve dışarıda kalan martılar tüyleriyle üşüyordu
Şimşek denizin göğsündeki orta yere üşerken
Gaz lambaları karanlığın korkusunu silmeye çalışırken
Çakmak çakmaktı gözleri mavi balıkçının iki çocuğu
Eski İskoç savaşçılarının bakışlarını çaldılar
Gaydalı türkülerin eşliğinde annelerinden dinlerken ninnileri
Balıkçı uzaktaki kayığının sallanışını izledi
Fırtına sonrası dinmesi için dalgalara
Denizlerin tanrısına seslendi içten içe
Bir deniz kızı ona göz edip çağırdı çalkantısındaki denize
Koştu balıkçı anaforlara inat oltasız
Kavuşmak için maviye bilse de az sonra takasının dibe çökeceğini
O denize koştu mavinin dibinde diz çökerken yosunlu
Bir deniz atı bir deniz yıldızı geçti gözünün önünden
Kulübedeki kadın yalnızca şahit oldu bu sevdaya
Çocukların aklında kalan bir denizci masalıydı
Birde denize giden bir babanın dalgasındaki düşleriydi
Fırtına hep salladı martıların konduğu takaları o eskiler gibi….
5.0
100% (8)