12
Yorum
22
Beğeni
4,9
Puan
1916
Okunma
CAMLAR…
Ben /seni usulca öperdim
Sen/ giderdin
Buğulu sokaklarda kalırdı nefesin
Yaslanıp gölgene
Camlara bakardım…
Gökte ay
Güvertede bir martı
Gece vakti
Garip kalmış bir şubat…
Simitçiler birazdan açacakken tezgahını
Serçeler hem de sürü sürü konacak yere
Sisli bir Ankara’nın kenarına
Suskunluğunu bozacak caddeler ve otomobiller…
Usulca düşlerin düşecek ellerime
Ufak en ufak kokunla
Upuzun bir hayal kurmak için
Ulu bir çınar olacak uzak olan o deniz…
Rimeli akmış konuşmalar
Ruhu dinlendirmez bilirsin
Ranzada boşluk uyumaz
Rakamlar dökülürken takvimlerden….
Şimdi hangi şiir uyutur ki şu yastığı
Şubat üşümesi bir resimsin
Şakaklarında gülümseme -benim seni öpüşüm-
Şurada saç tellerin düşmüş-ki resmin o emanet-
Yaşlanıyor her şey daralırken hayat
Yemyeşildi oysa gelişin
Yanı başımızda karanfil kokulu rüyalar gibi
Yeni kitapları okuman gibi
seni usulca öperdim
giderdin
Buğulu sokaklarda kalırdı nefesin
Yaslanıp gölgene
Camlara bakardım…
*
İlkin üşürdüm
İklimlere inat seni yaz gibi sararken yorganıma
İyileşmek için iki dize sarardım yüreğime
İrkilsem de sabahları…
Sen bana gülümserdin resminle
Sonrası sonsuzluk olurdun
Sabahlarım ve serçelerim…
Saatler hep seni gösterirken
Sus hep orda kal ısıt beni takvimlere inat camlarımı
5.0
94% (15)
4.0
6% (1)