Aether ve Anamur
I.
Ey yeryüzü! İçimdeki sızıları unutturuyorsun Birkaç söylenecek söz bırakmıştım Köşe başında, yatak örtüsü bozulmadan Evet, uzun yolculuklar Görüş alanımda oluşan silüetin Ve kent, Herhangi bir hüzne yemin etmiş gibi Göçebe kadın ve yaşlı kuşlar Haziranı hatırlatan ölü çocukluğum Kan mevsiminde adı konulmamış mutluluklar Bir gün, gelecekten gözüken Gökyüzünden gelecek planörler Hüznüm yerini umuda bırakıyor Aether ve Anamur Ne kadar uzaksa gökyüzü Sahil şeridinde unutuluyor yalnızlığım II. Yerleşik yerleşke Tabur halinde sıralanan tablolar Ölümü çizmek Siyah boyalar ve çarşaflar Zaten bugün ölüm çok uzak Hesiodos’a göre ben Hüznün oğluyum Sahici bir cumartesi Hesiodos: Bir kısrak gibi ağlıyorum Nyks: Oğlum, sevgilim ve adam gökyüzüne bak Hesiodos: Oysa ne acılar yatar göğsümde Nyks: Bir destanı başlatır gibi gülüşün Hesiodos: Bu şiirin sonu yok Seç bir kaybedişi Ellerimin arasına sakladığım O mitolojik sevda Seç bir kaybedişi Aklımda üç beş ev kalır Sonrasında hüzünler yağar çatılara Mezar taşlarına Sevda bugün yasak! Sevda bugün yasak III. Tefrika iki binler Kaybettiğim zamansız saatlerim Bir mektup ilişiyor kalbime Unutulmuş çağırılışları duyar gibiyim Mutlu muyum Nasıl anlatsam Tuz sofrasından ayrılan ölü gelin Bir rubai oku bana sevgilim Tülbentlerle örteceğim kitapları Seçilmiş ölümler Uzak mıdır bu sınav atlası Pek uzaklarda IV. Bir kilimi serpiştirirken Ürpertiler parıldıyor alnımda Başka şehirlerde sevda olmayacak Bugün kan mevsimindeyiz Henüz hazır değilim Herhangi bir kırıklığa Cam seçer gibi ve sırıtan o Güneşin yaşlanmış suratı Bekler gibi ölümü Batacak gibi ölümün ardından Bakıyorum da şimdi Dağlar bir kıyamet gibi ard arda Aether ve Anamur Ne kadar uzaksa gökyüzü Sahil şeridinde unutuluyor yalnızlığım. |
selamlar