İNCİTTİM TANRIYI
Bir geçmiş zaman !!.
Adı sanı silik, Bir eski mezarlık. Karınca, akrep yuvası dört bir yan. Ölü toprağında bir çiçek, Kefenlemiş yapraklarını Melek dahi uğramaz bu lanet şehre Kaç kurtar kendini Şeytan teslim almadan. Ne çok canın yandı değil mi Tarumar şimdi baktığın Bahçeler,bağlar. Yalın ayak koştuğun Ovalar dağlar. Küçük bir nokta kadar şimdi kimliğin Yasa dışı sayılmış desenin rengin Küfre girmiş şarkın, türkün, gazelin Düşüncen bile kafeste, Susturuyorlar, Yok sayıyorlar Sezmiyormusun. Feri yok, pus çökmüş gözlerine. Yağmurları kurumuş pınarlarının Haresi mat, Boşlukta çivili bakışların Solmuşsun Siyah beyaz rengin Bitkinsin , Ölüyorsun Bilmiyormusun !!. Güneş güne , Ay geceye küsmüş Çatlamış umudun sabır taşı Kuzgunlara, Aç kurtlara kalmış meydan. Leş kokuyor, Kan damlıyor ağızlardan görmüyormusun !!. Yazgı değil bu !! Düpedüz işgal insanlığına Çalınıp harcanan umutlarına Korkma ölümden öte köy yok Vur yumruğunu, At üzerinden uyku mahmurluğunu Varsın tek ordusu sen ol özgürlüğünün. Belki bende yutmalıyım sözcüklerimi Rahatına düşkün mısralar içmeliyim Yada unutmalıyım, Uyutmalıyım karabasan düşünceleri Özür dilemeliyim kavgalarda kırılan kalemimden. Ama,Nafile çaba Tövbe kar etmez gayrı İncittim Tanrıyı en incinmiş yerimden . Dilek USTA |