Ezberimde Kalanlarezberimde kalan sokaklara yaşım yorgun girdim kapı önlerinde örükler ören kimse kalmamış boşluklarını havalandıran,kahvelere çıkaran harita suretleriyle,derin çizgileriyle yüzleri dünyayı dolaşmış,titrek elleriyle bir dost, yara bakıcısı bildiği tütüne inceden inceye doğrulan herkes gitmiş. vah çektim o sıra! yine bakışımın tamamını dökmedim,yorgunsam onu da sırtladım. yürüdüm bir hekime yetişme telaşıyla içimde bir defter kanıyordu,ve adreslerimi durmadan siliyordu.. kıvrana kıvrana gittim bir evi sollarken,diğerine geçtim evlere sorular soramazdım hiç biri cevap izi taşımıyordu yaşlandıktan sonra o evlerin fertleri çocukluklarını asarmış tavanlara bunları iyi bilirdim. yarısı geçmişle dolmuş,yarısı kalmakla yol olan aklımla buna iyice kanaat getirdim. bu ara değil,bu ev değil,bu sokak değil dili olsa ne söylerdi bana nasıl bir cevap verirdi arayışımın boşlukları. içindeki küreği at,kazmaktan vazgeç içini der miydi ya da aradıkların gitti,seni bilmediğin yerlere savuran zaman onları da götürdü diyebilir miydi? dermiş,ki zaten dedi. yokladım kalbimi,ve bir adres daha silindi.. iyi son,kötü son finaldir sonuçta biri başlangıca,diğeri bitmeye konulmaya. kimsenin uzun bir zamandan sonra gelmeyeceğine kendini inandıran sokaklar kimseyi karşılamaya durmuyor üzgünlük adına herşeydir acı bir kahve,acı bir tütün acı adına ne varsa. evler,ise insanları uğurlamak adına el oluyor herkesi itiyor,sırtından kalana birer hatıra gösteriyor sen kalamazsın,senden gittiler der gibi sıvalarının çatlak olması belirgin bir ispat. ömrümü çıkarıp atmıştım öyle gelmiştim bir yün kazağı gibi iplik iplik söküldü ardımda bir yere de dikemedim,kendimi aklımın yarısı kalmak demişti,diğer yarısı gitmek adına herşey oturdum acı,nasıl acıya konarsa öyle acı,acı içti kaldım ve diğer yarım da bitti.. ’ Yüksel Batu |