"Yaşlanıp öyle kol kola yürüyelim mi? Ne güzel yaşlanırsın sen." Cemal Süreya
dün gibi yanımdasın ellerini saklayan suçlu çocuk gibi sana dair unuttuğum bir çok hatıralar ve hiç unutamadığım anlar çay gibi demli oysa kızarmış ekmek kadar sıcak şimdi bir bulut kaçırsa ağzımı sokağını itiraflar basacak
şimdi anlıyorum kaçarken kalbimden ki sen oradasın tüm ihtişamınla avucunda mağrur bir kralın asası yağmur gibiydin hep - ha yağdı ha yağacak- bende botlarım su alır telaşı ardımızda kiralık korkular bir silahşör gökyüzünde patlatır gibi sessizliği ölürdük merasimsiz çiçeksiz -endişelerimize-
fotoğraflar yalancıdır çünkü silemezler eksilenleri şarkılar göçebe kuşlardır -bir aşktan diğerine- uçan deniz mavi bir manzaradır masadaki mumlar gibi
tutuşmuş örtülere devrilmiş tabaklara yakılmış resimlere ve kaybolan kuşlara and olsun ki bir tek benim bu aşkın delili
yıllar öncesi gibi saçlarımdasın bir hindiba gibi uçuş uçuş bahar taşımaktasın -yorgun dizlerinle-
şimdi gitmek ölmek şimdi delilik
kimbilir Lucien kim bilebilir ki -belki de yaşlandıkça anlaya-biliyoruz birbirimizi-
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
-deliliktir şimdi gitmek- şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
-deliliktir şimdi gitmek- şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
dün gibi yanımdasın ellerini saklayan suçlu çocuk gibi sana dair unuttuğum bir çok hatıralar ve hiç unutamadığım anlar çay gibi demli oysa kızarmış ekmek kadar sıcak şimdi bir bulut kaçırsa ağzımı sokağını itiraflar basacak
ah içli bir feryat gibi dokundu şiirin yine azmış yarama tuz niyetine bastımda kanadım yine..
hangi ahval yerini vuslata bırakmış ki be ablam! kimbilir işte! yaslanacak değil de YAŞLANACAK olsaydık biz seninle :(
kimbilir Lucien kim bilebilir ki -belki de yaşlandıkça anlaya-biliyoruz birbirimizi-
"tutuşmuş örtülere devrilmiş tabaklara yakılmış resimlere ve kaybolan kuşlara...." fark ettirmeseydiniz gözlerim hala kırlangıçların zikzaklarındaydı !... "yar" öyle aniden ardından sessizce ... serçelerin üşümüşlüğüyle pencerimin önüne !... ....
"...and olsun ki bir tek benim bu aşkın delili " boşunaymış, duvarlara, örtülere, resimlere /itiraf bunca yılın ardından '... /beraber çekilmiş bir resmimiz bile yokmuş!... /şimdi olduğu gibi kalabalıkların içinde, sen bir yana ben bir yana...
ama, kazaklara sinen koku yalnız "sen"... ..... "aşk" adını soramayacak kadar gençtim !...
"-belki de yaşlandıkça anlaya-biliyoruz birbirimizi-" dermanı da kalmadıki dizlerimin sana sormaya gelecek...
kimbilir Lucien kim bilebilir ki -belki de yaşlandıkça anlayabiliyoruz birbirimizi- Evet,insanlar yaşlandıkça daha çok birbirini anlar olur. Selamlarımla..