Kelebeklerçiçekler naylon, yapay kelebekler canlı can katmak istiyorlar doğaya istemiyorlar tutsaklığı kanat açıyorlar çaresiz dışardan içerisi görülmeyen pencere camlarına her çarpışta bir çerçevede zedeleniyor düşleri çıkıyor salonların aralık kapısından hava ağır güç nefes alıyor insanlar zorlarken kalıplarını çatlıyor yüreklerinde bir damar ölüyor çiçeklere uçtukça kelebek önce soluyor mavi rengi sonra düşüyor kanatları umuda sıkılan zehirden ağlıyor anneler otur diyor dumanlar arkasından bir ses eski günlere çevir yönünü çevirir gibi kıbleyi terse doğu ölsün yaşat batıyı her yönden onlar zenginlesin öl sen! hortlat eski yazıyı gerek kalmasın Türkçeye falan yavaş yavaş uyuşturduğun gibi halkını yavaş yavaş oku mezar taşlarını rahmetliler ters dönsün yattıkları yerlerde kurulsun eski düzen uçmayın kelebekler gazlı, sızılı bu havalar duman çiçekler yapay düşler kâğıttan tükensin odaların oksijeni ölün kimse bilmesin niçin öldüğünüzü hem saraylarında keyif çatsınlar gömülüşünüzün üstünde törenler yapsınlar gülsün el 06. 12. 2014 / Nazik Gülünay |