12
Yorum
38
Beğeni
0,0
Puan
3591
Okunma
aşk
her defasında kırgınlıkla kundaklayıp
Mescidi Aksa’nın siyonist işgalindeki avlusuna bıraktığım
sonra tövbeleyip ellerimi
anaçlığımla kucakladığım -hiç doğmayan kızımdı-
sevdiğimde bir adamı
başımın üzerinde ebabiller dolanıyor Meryem
bu hayra alamet mi
bir yalana
bir iftiraya
... kaç kez siper olur gövde
kuşlar bilmez
bunu en iyi sen bilirsin
kaç gecedir düşlerimde cennet adımı seslenmekte
cehennemi bırakıp gldemezsin
aşk
babamın bir kasım sabahı gidişiydi
işe gider gibi değil, öpmeden alnımdan, bakmadan sıcacık gözlerime
bir müezzinin sala okumasıydı kulağıma
.......sesi sonuna kadar açık bir megafondan
doğduğumda adımın okunduğu kadar kayıtsız kalabilemediğim
ölüm kendini nasıl anlatabilirse Meryem
sarı bir yaprağın düşmesi ağaçtan
ve düşmesi dudağımın
babamın ellerinden
şimdi yazdığım şiirler
beni babamın mezarına götüren yol işaretlerinden başka nedir
sadık bir köpek gibi
ayak ucunda uyumak istediğim
bir orman gölgesi
... kozalakları giyinmiş ve karlı
kalbimi en iyi ağaçlar bilir yalnızlığımı yaban otları
gözyaşımı -kendinden içre toprak-
aşk
çocuklardı Meryem
kuş kanatlarından kazaklar giydirdiğim
öptükçe pembeleşen yanaklı
anlamaz beni aşka amuda kalkıp bakan beyin aşağılar
anlamaz aşka bacak arasından bakan -nefsini şeytana pazarlamış vicdan satıcılar-
anlamaz bir kediyi
bir karıncayı
bir örümceği okşamayan kalp
beni Musa’nın annesi anlar
sen Meryem
ve annem
onları tanırsın
dillerinden gıybet şerbetleri akar
sorsan her biri ermiş
her biri sultan
kul hakkı yer masum ahı içerler
bin beş-yüz vaklt günah-kâr
çoktan ölürdü çocukluğum ve sevmek her şeyi
takılıp ayağı(m) -nefretin
düşmanlığın çelmelerine-
(onları şeytan)
beni İman
-ve beni annemin sütü koruyor- Meryem...
soulmate