İBOCANTopladım imkansız ne kadar kelime varsa geri saymaya başladım beklentinin boşluğunda. Eklerini köklerinden ayırdım varlığınla çarpıp kaçan kırıntıları ekledim. nafile İbocan...! Nafile... Çözemediğim havuz problemi gibisin olukların içe mi akar dışa mı akar belli değil... Çarpa çarpa yol alırsın bakışlara bambaşka yılışırsın Sıcağını hissettiğin her kucağa... tophane kedisi gibi yaslanırsın... Yorgunluğun damarları tıkadığından Haberin var mı İbocan... Ya nefesine ne demeli.. protez yüreğinle yatıp kalkarsın incinmiş bedenlerde ne bacağın tutar ne kıçın bil istedim İbocan... Tut ki;Kısa turlar atıyorsun yıldızların arasında Ya da giden bir ’An’ı’ arıyorsun bir düşte Ya sonra ... Ya sonra.., Hangi oyunun bitmişliğine yanacaksın... Kimleri bıraktım demeyecek misin tek başına avuntularla. Ten tutmayan sevdaların hesap sormayacak mı çıkmaz sokaklarda Kal diyememenin hazımsız sancısı ile kıvranmayacak mısın bir gün sıkışıp kaldığın kapı aralığında. ...Sessizlik Payı : "Bir sana ,bir Onlara,bir de bana..." . Gidişini demliyorum bir bardak da sen ister misin İbocan Bir gün gelir adaletsiz her hatıra gibi unutulursun nasılsa... |
En Son paylastiginiz şiirin tarihi 2014 yılını gösteriyor. Daha sık okumak dilegiyle eserlerinizi.
Selam ve saygılarımla.