HA....HA... Rakımı getirin Zaten dönmüş başım En yükseklerde kurulsun masamdaki tepeler Kışlık kavunda konulsun Mezemiz sonbahar ha… Çift yaprak tek içimlik tütün Esrarlı geceler haramidir bilirim Her vakit duman altı alır kokunu akşam Adam akıllı sevişemem Bir şiir alıp getirirken seni diğeri götürür Yanıp yanıp neden söner ki şehirler Yalnızlığın çoğul türkülerine sarılır sokak lambaları İki kelebek bir olup düşerken yerlere…. Düşüp bir yere pisliğimle emzirsem tüm sinekleri Az duyar mı toprak senle içtenliğimi Kemiklerime yağarken biraz yağmur Köklerinden az öpebilir miyim ki en ıslağından… Saatler durmuş mevsimin on ikisi “hiçbir ay otuz bir çekmemeli ” Bu kadar yaprak rüzgarın kaldırımda savrulurken Vesikalık ruhumu salmalıyım Satıp anasına her şeyi En diri , dik bir göğüsten öpmeliyim Yastığımda son açan lavanta çiçeği... Ve sen de gel sen Bu kadar uzun çekmeyecektim karanlığın tespihini Akrebin intikamı yelkovanın intiharı Sonbahar bu denli takvime iz bırakıp dudaklarımı morartamazdı Dişim toprağı ısladıkça sen de var olmazdın… **** Rakımı getirin Zaten dönmüş başım En yükseklerde kurulsun masamdaki tepeler Kışlık kavunda konulsun Mezemiz sonbahar ha… |
Böyle oluyor şair arkadaşım.
Beğeniyle okudum dizelerinizi.
Saygılar alkışlar İzmir'den.