MAĞRURMağrur yağmur Beni yıkayan boydan boya Avuçlarımın içinde saklanıyor misketlerin ürkek renkleri Gözlerimde soluklanan som bir cam ışıltısı Seni saran Beni boğdukça boğan Cezası ağır bir suçtu bu Eskiden buralar da mağrurdu... Şimşeklerin öfkesine yenik düşmek Ve bir kaç şehir ötende Aşk’a dinlenmek Mağrur yürümek ve mağrur ağlamak Var mı böyle bir şey? Gözyaşları mağrur akar mı Yada ağaç arkalarında saklanmak Bu günlerde hayat zor bir hayat Ama heyhat Gözlerim de sözlerim de Meftun bu gece Uzaktasın sen.... Bende hep var unutma hatırın Şu yazdığım öksüz bir kaç satırın Okşa kır saçlarını Sevabına sevap eklensin Sen de cennete gelmelisin Ve ben bu gece Mağrurum fakat özlem dolu bir hece de Kayıp bir bedenin ağlayan ruhunu oynuyorum Beni yine yoldan çıkaransın Sen Yolsuzluğa karıştı adım gazete manşetlerindeyim... Mağrur çiçek Yükselen yapraklarına dokunmak ne mümkün Sen en yakınısın sabahın Meçhul zamandır köklerin bile sana küskün Ellerim lavanta kokulu Başım yerde çehrem de kalbim de masum Ben toprağı seven mecnunum Kahkahanda boğulasın! Benim vefasız mağrurum... ........................................ |