Çilingir Naci
Beni, aslında tanıyorsunuz esaslıca beni
Bir çok kapının anahtarcısıyım ben Kimi mutluluğa, kimi özleme Özlemek ki, güzel yazlar kadar sıcaktır Minderiska’nın boynundan süzülen boncuk tanesi gibi Ben, Çilingir Naci, tanıyorsunuz beni Tüm duyguların anahtarcısı. Seneler geçti, hep aynı iskemledeydim Seneler gelecek, iskemlem eskiyecek ve Ben bir kapı daha açacağım Çember çeviren o çocukları da özlerim sonra Doğubank’tan Sirkeci’ye çıkarken Yokuş yukarı çıkarken özlerim en çok da Sonra bir kapı açarım özleme Belki de tanımazsınız beni Ben, Çilingir Naci, Sizin bilmediğiniz hayallerin bekçisi. (Oh, ne iyi! Bugün sizlere bir yudum çay getirdim. Getirdim ve iskemleye oturdum Eminönü’nde. Hep aynı iskemleye işte bi- liyorsunuz. Bir boyacı geldi ve salt darplarla yolladık onu. Bugün de bir yudum çayla kaldık eski iskemlede.) Sanırsınız ki ağlarım. Hayır, paltomu asarım ve mutfağımı toplarım Aslında hayatım bir kilitten daha fazlasıdır çünkü Siz bilmeseniz de olur. Siz, bilmeyin bazı şeyleri zaten. Çünkü çilingirlik zordur. Her kapıda da umut yoktur. Çilingir Naci olarak, Sirkeci’den çıkıyorum yokuş yukarı Bugün gözleri yaşlı bir kadının kapısındayım Kilitler ve kilitler. Rabbim bana en zor kilitler! Şimdi siz, beni biliyorsunuz, ben Çilingir Naci. Sizin için kötüleri ve kilitleri yenmeye geldim Bir bardak su verin de soluklanayım. Vahşi Batı’dan çıkagelen bir Afro Ancak bir Afro suskunluğunu bozabilirdi -Tüm hayasızlıklar adına- Abilerim, ablalarım! Siz beni tanırsınız Tanırsınız dediysem de çok değil aslında Rasyonel bir biçimde tanırsınız. Yani bir yemek tarifini bilir gibi Aklınızda kalanıyla yaşarım ben de Bir mezarlıktan geçiyorum şimdi, Güngören’den Gözlerim yanıyor ve ağlıyorum galiba. Çilingir Naci diyorlar Çilingir Naci, aslında kim? Nasıl mı? – İyi, iyi Evvela bu evveliyatta en iyi Çilingir Naci’yi tanırım Ben tanırım ama siz tanımazsınız. İşte öyledir, çiçek adları ve sergileri gibidir (Bir kürk aldım Kapalı Çarşı’dan. Esnaf yüzüme gülerken fark ettim. Aslında ben, Çilingir Naci’yim.) Umutsuz yarınlara umut taşıdım Ve şapkamı asıyorum şimdi umutlu yarınlara Durun! Bu devlet ehlinde bir cinayettir Şapkalarımı ben gönlüme asarım Siz bilmezsiniz, hangi şapkalar asılır Çilingir Naci: kırmızı tüylü şapkasıyla iskemleye oturur - Bugün devlet adına işe girmişsin - Yok ya hû! Siz bilmezsiniz. Nedir bilmediğimiz? Bilmediğimizdir işte Çünkü yokuş yukarı çember çeviren bir çocukla tanıştım Çocuk ağlıyordu ve ben Özlüyordum her şey gibi seni de Sen benim, en zor kilidim, açılması en zor kapım Açamam seni. Hem dokunamam da Boşverin. Elbet açılır bu kilit de Siz, unutun şimdi Naci’yi Çilingir Naci, yarınların kapısını açmaya gitti... |