Bekliyor ki yolculuk başlasın..Ve gittin, Onca soru vardı sorulacak. Bir kement atıp ortaya, Gittin... Bakımsız kaldı kalbim biliyor musun ? Çamur sürüldü tüm şiirlerime, Şuursuzum... Çakmak alevinde raks ederken gece, Dönüşsüz makamlar kazandım. Dudağımda tortusu koskoca sensizliğin, Izdırab besliyorum, Menekşe değil... Lal bir sevda usaresi, Artık rüyalarımı sevmiyorsun... Çakıl taşları batıyor ayaklarıma, Mekan virane, Yıkıldı kumdan kalem, Çok mu ağlıyor/um..? Umutsuzum... Ben manasız sevdim seni, Ölümsüz ruhun ölümlü bedeni terk etmesi gibi... Göğe erdin bende haberin yok, Yasak bir kurşun sıktın kalbime, Merhemsizim... Gölgende saklıydı gün ışığı, İlmek ilmek yakan yokluğun. Fermansız bir emir gibi, Vebal boynumda... Sızarken firak ruhuma iz iz, Mühürlüydün varoluşuma. Gittin... Gittin, Kubbe-i arş düştü omuzlarıma. Biliyor musun..? Sen yoksan memleketsizim. Çatık kaşlarında hüzün, Tövbelerim meymenetsiz... Ne zaman ayrılık oldu adım, Nasıl da kör bakışların. Hasretin topuklarımdan vurdu, Yürüyemiyorum toz olduğum yollarına... Ürperiyor kirpiklerim, Kimsesizim. Gem vurulmuş kulaklarıma, İsmin birinden sızıyor, Diğerinde kilitli... Sökük bir iplik parçası uçuyor, Işıklar sönük sokaklar da..! Varlığımın son kullanma tarihi geçmiş, Anlıyorum... Düş vuruldu, Rüyalarım kan revan. İki yangın var göğsümde, Üflüyorsun..! Çok değil, Bir ölüm sonrasındasın, Tekrar sana dirileceğim mahşerde. Tuz basılmış yaralarım sargısız, Ölüm tükettim, Ondandır üryanlığım. Kefensizim... Üzülme, Bu karlı figanda, Rüzgara düştüm. Savruluşum meçhule, Kabrimi bekliyorum... Anam ızdırab emzirmiş neyleyim, Babam yetim bırakmış. Öksüzlüğün kefesi sen, Kadavradan ibaret bedenim. ’Artık keşkelere şehadetsiz sığınmam..’ Misafir bulutlar geziyor beynimde, Tir tir titriyorum. Bu sevdadır aşkın Miracı..! Neyleyim, Seviyorum seni. Sensizim... İsmail Yılmaz |
nedense her dem yeşil kalan
nicelerine şairim kutlarım