ninemin boncukları
gelincik tarlalarında gezinen
rüzgardı gece kuşların uyuduğu saatte gençliğimi öperdim etrafa saçılmış ninemin boncuklarıydı hatıralar istanbul gebe bir hatun gibi taşırdı bizi nedense küskündü yağmur sevmezdi bu şehri ademoğlu bir damla su için hazırdı yarmaya göğü puslu günlerdi her gün taşlar sopalar...faili meçhul ölümler gölgenin gölgenin üstüne bindiği zamanlar en çok tarhana çorbası pişerdi evlerde babaların yamalıydı ceketleri çocuklar misket taşırdı ceplerinde radyo dinlenirdi kahvelerde ne olacaktı bu memleketin hali memleket kuşların kanatlarına öykünürdü iki kelam etmek içini dökmek için sövmek ateşten gömlekti nihayetinde cop vardı yumruklar... tekmeler... arka sokaklar cehennem çukuruydu canına kıyan ben yaşında gençler intiharı kurtuluş sanan bir de taze gelinler severdi ölümü yaşam mengeneydi sıkardı umutlarını nazenin laleler misali bükülürdü boyunları ah komşularımız vardı sımsıcak gülümsemelerini koyarlardı günün ortasına bir tutam tuz...yağ...salça derken varsa bir baş kuru soğan istenirdi sonradan ödenmek şartıyla komşu komşunun külüne muhtaçtı kerem ile aslı ferhat ile şirin leyla ile mecnun... anlatılırdı baldan aşklar gizil düşlerde samanlık fantezileri aşkın bakir olduğu zamanlar dedem ninemi allı güllü fistanıyla sevmiş babam annemi pazen entariyle... kuşların yanında sevişirlermiş karıncalar gezinirken üzerlerinde biraz sıkıştırınca bülbül gibi öterlerdi ebeveynler ah gençlik bir tayın nal sesleri... gönül gençyılmaz |
zaman sandığından dökülmüş anı boncukları hey gidi günler hey
hayata anlam katan uzun soluklu dizelerdi ve sayfa her dem şiir tebrikler gönül'üm iyi ki varsın sevgilerimle selamlar..:)