Sana ellerimden başka memleket yok
Tarih, koca bi yalnızlık aramızdaki
Bu kanayan duvar başkasının evi Ağzını bileyen bıçak kimin Ya bu durmadan yürüyen yol Cesaretli sevmelerin şehirlerinde büyüdüm Kendi gökyüzümden sesleniyorum arala pencereni Kırık bir taraksa elin Ayna niye göstermiyor diye üzülmeyeceksin Üşüyen saçlarım mevsiminde dökülmüyor Kalkıp giden ve oturup bekleyen yine kendim Ne kadarsam, ne bulduysam, ne kaldıysa Avuçlarına serdim Sana ellerimden başka memleket yok Gözlerinin suyu boşa akan Bu yalnızlık ikimizin şarkısı Zaman alnımızda koca yara Aynı uykuyu uyur tanıdık ve yabancı Seni aşka çok ucuza verdim Sevgi kıtlığı bu büyüyen çıban Ölüm sapanda taş, Yanında patlayan kırmızı karanfil kimi zaman İnsan kanı sokakları yıkamaz Her dövüşün yumruğu aynı, cam kırığı sesimiz Parmak uçlarımla geçtim uçurumlardan Ellerin beni kendime itti Çürüyor yaslandığımız omuz Yaşamak hangi silahın bedeli Kendimi yüklenip geldim Taşıdığım başkasının yorgunluğuydu Akşam vardiyasından dönen Upuzun uzanan kirli hayaliyle geçmişin Sana ellerimden başka memleket yok |