YAKASI AÇILMAMIŞ DÜŞ GİBİbiliyorum yakandan bir düğme daha açacaksın birazdan şimşekler çakacak, korkuyla parçalanan gecelerimde yağmurun doyururken toprağımı, yutulmuş bütün denizlerimde balat gibi, fener gibi ve cibali ’ de bir karakol aynası gibi biliyorum gözlerimin içinde yıldız olup yeniden doğacaksın. bezginlik provası mıdır bu / bulanık sularında yüzümü yıkıyorum …. aynı noktada başlayacak yokuşlar, salyangoz izi mecralardan kalem yazacaklarını şaşıracak, mürekkep balığı kadehlerde tedirgin kapı aralıklarında saklı, ısmarlanmamış gelişlerde galata gibi, beyoğlu gibi, balıkpazarı’nda balıkların pulları gibi biliyorum gecenin sıcağını önce gerdanından parlatacaksın. tutkunun iç çekişi midir bu / kaldırım taşlarından suyumu içiyorum …. en kolay hayaller avuçlarımda, çok yükseltilmiş fiyatlardan ucu puslara dalmış maceralar değilim, terliyim ellerimde bir rutubet olup şimdi başka kainatlara göç tutan nefesimde yerebatan gibi, binbirdirek öylesine ürpertici, öncelerim gibi biliyorum dehlizlerimde ışık olup, çırılçıplak soyunacaksın. şaşkınlığı emzirmelerdir bu / alın terlerimden gözlerimi yakıyorum …. şimdi saat kaç, ne var ne yoksa çekiliyor tüm tezgahlardan kara delikleri tutup aklıyorum, kilit altlarının endişelerimde son kez yakından göreyim seni bak büyüteçim gözlerimde kızkulesi aşkında mahpushane harem, salacak’ta sallanır gibi biliyorum beşiğinde benden önce bu rüyadan sen uyanacaksın. yorulmuş bir zamanlamadır bu / denizlerimde başka boğuluyorum.… kaçıyor muyuz ne sen, ne ben bu tanımadığımız dalgalardan aç günlere düşerek, tutunamadan düş gibi sevişmelerde yerden kalkmaz teslimiyet sancağı olup zamanın felsefesinde unutup meydan okuyan bütün dikilitaşları gibi, İstanbul’da gibi biliyorum anlatılamamışları sonralarda yeniden yaşayacaksın. kuşbakışı İstanbul düşü bu / her sokağımda yeniden kayboluyorum …. CEVAT ÇEŞTEPE |
aç günlere düşerek, tutunamadan düş gibi sevişmelerde
Güzel imgelerle bezenmiş şiirinizi kutluyorum..
Sevgi ile.