hemhâlhançerini sırtında taşıyanların sabırsız kuşkusu eliyle kalbi arasında söylencelerin yer bulup yol olduğu ve belki yılgın, biraz izi kurşun kışın ortasında ve iki kaşın yazısını silmeye kıyamayan o geceden karanlık mendilini gözümüze fransızca uzatan ömer’in kılıcının saplandığı kalp aydınlığı yüzü küle dönmüş yüzü aya aydınlığa yüzü bir sözüyle eziyete vaziyet almış suya ağaca rüzgâra saygıyla bakışlarının uçurumunda büsbütün susulan büsbüyük gazetelerinde yurdun büsbüyük adamların büsbüyük yalanları üzre birtakım şiirler ve bilincimizde keder doldu boşaldı. pazar yerleri doldu boşaldı. otoyollar parklar doldu boşaldı. kirpiklerimiz arasında hüznü taze sağılmış ve dağılmış kapı kapı bulduk bir sabah ve başka sabahlarca. ahlâk dersinin beşiği tıngır mıngır ey görkemli boşunalık ey gövdenin bahçeye ahbap çavuşluğu ey azabı gazaba denk düşüren hüküm ışığın ve gölgenin eşyanın ve ilmin dolar yuan sterlin bir dudak büküşüdür azı ve çoğu binbir şekle bürünmüş özenli bir iç çekişin kanaat önderi ağzının girintisi çıkıntısı kıyılara benzeyen bir hoş gelmeyiş kıvrılışı odanın bir köşesinde üstelik unutmaktan ve unutulmaktan öylece yakın kıblesi kapıya. |
Yine dolu dolu, yine efkãrlı, dumanlı gelmişsin zanzibar.
Seviyorum seni okumayı...