Derviş Baba
I.
Ne de güzeldir şimdi Fatihi’min izbe sokakları Bir yudum hüzün ve hasrettir parselleri Anılar ve hazanlar Saklanır bir derviş gibi cami avlusunda Yahut ipe sapa gelmeyen bir kuşta Bugün günlerde pazartesi ise Bilemiyorum, Sizi hangi hüzünler karşılar Sokakların ardına kalan keşmekeş bir rahmetli Bir bardan bira çalar gibi tanıyorum hayatı Şimdi, günün birinde bir hüzün çıkagelirse yollarıma Tarihte kalan bir savaşçı gibi Kalkanım ve kılıcımla Şerefim ve onurumla; Yine seni seveceğim! Eskizlerimden bellidir Senin adın: bilinmez bir bilmece Heceleri karma karışık bir ay parçası Bir manifesto ve kısa metraj Ah, seni sinemaya bağlıyorum Gelişin ve gidişin, Bir senaryo ehemmiyetinde… II. Bugün iki kere ikinin hem hiç, hem de dört ettiğini gördüm Gözlerim cehennemde yansa da Ağlaya ağlaya söndürdüm Ne denilebilir ki? Hangi insanoğlu kedisini, bir kurt sürüyle dans ettirir Minderiskalar; yanaklar ve gülümsemeler Matruşkamın içinden çıka çıka balon çıktı bana Tuttum ve sardım balonları Bir helyum arbedesiyle Şimdi bir tarikat lideri burada sürünürse Yurdumda şölenler olur ve Mutluluk yağar yeryüzüne Ben bugün, yanakların gözlerine şahit oldum Derviş Baba’ya akıllı vardım, deli çıktım! Def ile meşkine sarıldım Bugün iki kere ikin hem hiç, hem de dört ettiğini gördüm… |