Plastik Hayaller
Boşuna aşk” koymuşum adını
Boşuna harflerle arada bir bağlantı kurmaya çalışmışım Adın “ayrılıkmış” Adının en ortasındaki harfe olan uzaklığı gibiymiş ayrılığımız Hayaller biraz daha eriseydi Karışabilirdim onların içine Ben de ilerideki zamanlarda hayal diye anılabilirdim *** Kendime her akşam kibrit kutularından ev yapıyorum Yakıyorum aydınlanmak için Yanmıyorum, evim yanıyor Plastik hayallerim eriyor evin içinde Birbirine yapıyor, bana yapışıyor İz bırakıyorum ama bitmiyorum Dibine kadar indiğim gerçekler Gün yüzüne çıkmıyor Kendime yasaklar koyarken Öğreniyorum yasakları yaşamayı Üzerine gitmeyi, korkar gibi, korkunun üzerine gidiyorum Korktuğum o son şey de başıma geliyor, gidemiyorum Kalıyorum en çok bıraktıklarımın yanında, yerine Yere, biraz daha seriliyorum Kırıldıktan sonra öğreniyorum Dalın ihanetini Düşmeyi düş yerine koyup, güzelleştiriyorum Tüm soru işaretleri her gece gökten iniyor Her indiklerinde biraz daha büyüyor Soru işaretleri yıldız gibidir Yaklaştıkça büyüyor Görebilmek için daha büyük bakmaya çalışıyorum Odak sorunu yaşarken, yalnızca odaklandığımı görebildiğimi unutuyorum Ellerim temiz bu sefer Tek soru işaretine dokunmadım Ama ağzım kesik İmgesi kanıyor şiirimin Yanmadan erimez Yakmadan gidilmez şiirleri Kelime israfı olur sonra Yeterince kalabalık dünya Ve anlamayan, anlaşılmayan dünya dolusu insan Ve yalnızlıklarımız, gittikçe çoğalıyor Dağılmasın diye içimdekiler Kendimi parçaladım Her gidişin bir ölümdü Yetmiyordu sana ölümlü oluşum Bir de intihar ediyordum Artık beni korkutacak bir şey tanımıyorum Öyle sessizim ki Sessizlik bile korkutmuyor Bulunduğum kalıbın şeklini alıyorum plastik gibi Olmayan hayaller kuruyorum Hayaller olmayacağı için kurulur Eriyor plastik hayallerim Tenime yapışıyor Şimdi daha şekilli oldu yanıklarım Daha renkli Hayalleri gösteren bir şey icat edilseydi Tam olarak üzerimdeki resim çıkardı Üzerime yapışmışlığın belirirdi gözler önüne Ama edilemedi Yüz yıldır bekliyorum oysa Fazladan yaşıyorum intihardan sonraki zamanları Kendimi yakarak görüyorum En güzel renkleri Plastiklerimi üfleyerek öğrendim susmayı Ağzımdaki ıslaklık bittiğinde öğrendim susamayı Ve yalnızlığı En çok hayalimde seni yaşatırken öğrendim Yalnızken daha yanlış hayaller kurulabiliyor Otuz Bir Mart İki Bin On Dört 17 00 Nevin Akbulut |
Her indiklerinde biraz daha büyüyor
Soru işaretleri yıldız gibidir
Yaklaştıkça büyüyor
Süperr
Özellikle bizimle ilgili. Biz yani bu memlekette yaşayanlar ile ilgili çok yerinde bir tespit..
Biz asla soru işaretleri yaklaşmadan harekate geçmeyiz... Yaklaşınca da soru işaretleri inanılmaz büyür...