şimdi sen gidiyorsun ya
ellerim kucağımda öylece kalacağım
birazdan alacaksın dolaptan ayrılık kokan valizi mahmur gözlerini açacak sana ve bir bir gömeceksin içine bir daha göremeyeceklerimi acele etme bari yavaş yavaş hazırlan olur mu bu uzun bir yolculuk ve biliyorum ki dönüşü yok desem ki hiç hazır değilim bak hava da kasvetli ve yağmurlu bilirsin korkarım gecenin şiddetinden ve ağır seslerinden üstelik gelmek üzere kör karanlık kalsan biraz daha hiç değilse yarına dek olmaz mı içimden mi konuşuyorum sen mi duymuyorsun benim mi bu ürkek ses ben miyim bu gitme kal diyen neler oluyor güçlüydüm ya ben korkmazdım yalnızlıktan hani taptığım onurum bu acizlik zincirinin ne zaman halkası oldum ben ki herkesten ayrı olasın diye sağ yanımı vermiştim sana işgal edilmiş talana uğramış kirlenmiş ve yara almış yanımdan uzak tutmuştum sağ yanımda atıyordu yüreğim sen diye ama artık bana bile yer yok orada ortalık toz duman virane şimdi sen gidiyorsun ya ölmeyeceğim tabii yeşil renginden bir şey kaybetmeyecek kırmızı yine yakışacak bana bir kaç güne kalmayacak başlayacağım yine gülmeye şaka bile yapacağım birilerine bazen unutacağım seni bazen donduracaksın gülüşlerimi hayat duraksız yolculuk bende mi duracak böyle olmasaydı keşke özleyecek sokaklarım ayak seslerini ikiye böldüğüm şekerimin diğer yarısı da özleyecek çay fincanına düşerken çıkardığı sesi oturduğun kanepe nefesinle buğulandırdığın ve üzerine "sadece sen" yazdığın camlar dalıp gittiğin uzaklar sabahları şirin yüzünü gören aynam rüyalar gördüğün oda özleyecek seni ellerim özleyecek en çok da gözlerim şimdi sen gidiyorsun ya biz çok özleyeceğiz seni... |