Varlığın karanfil izibaşka neyiz ben Havva sen Adem birlikte kovulduk cennetten ayıbımızı görmek için bir çöle düştüm sen bir dağın eteğine hediyeydi yanımızdaki şeytan kör gözüyle gör diyen aradık yıllarca birbirimizi farklı görüntülere büründük içinde dolaşırdık birbirimizin tanımazdık yolda görsek sırt döndük sağ yanımızdaki meleğin kalbimize iliştirdiği kırmızı kurdeleye ellerimiz hazırken biz olmaya sırt döner gibi zulme, işkenceye, savaşa çark ettik başka yönlere bir şey olacakken, hiçbirşey olduk size uymadı adımlarımız bir köylük tarlayken düşlerimiz bölüşmedik evlek evlek kızlar yine çocukken evlendirildi yine ölü doğdu gelecek aradık varlığımızı, sınırlarımızı zorladık yüreğimize damgalandı hüzün güçlü bir imza gibi üstümüze çatılar örtüldü dilleri dışarda köpekler bekledi evimizi sorguya çekildi adımlarımız kendi haberimizi onlardan aldık yedi mahalleye duyuldu kokumuz gözbebeklerimizde büyüdü dünya örtünmedik sevgimizi aşkımızın üstünü büyük adımlar örttü küçük adımları devler götürdü aradık yıllar boyu gerçeğinde yaşamın çuvaldızla diktiler varlığın karanfil izini! 2. 2. 2014 / Nazik Gülünay |
çuvaldızla diktiler
varlığın karanfil izini,
yanık karanfil kokuları şiiri kaplamış acılarla gerçeklerle yüzleşmek bu, yüreğinize sağlık Nazik dost...
Sevgi ve selamlarımla...