Kesilmiş zeytin ağacı bakışımneresinden bakarsam bakayım yurdumun kesilmiş zeytin ağacı oluyor bakışım bütün debdebesini soyuyor karanlığın ay’ı ilikliyor vatan gömleğinin düğmelerine her köşesinden yitiklik fışkırıyor soluyor cümle sonbahar çiçekleri çimenler iç geçiriyor saltanatına akşamın sabaha bırakmamaya yemin ediyor sabrı çekemem diyor ben bu ihaneti yüzüm alı al, moru mor öteliyor daha gerilere isteklerini bu zeytinler ölmemeli bu topraklar yaşamalı oluyor önceliği salaş gidişleri tepiyor, itekliyor toprağa tohumu aklımı aklına ekmek geçiyor içimden çocuk ruhum girmeli diyorum devreye bu ülke yeşerip canlanmalı yeni baştan nerede olursam olayım devrilmiş zeytin ağaçları geliyor gözlerimin önüne bir çöpçü gibi süpürüyorum önümdeki pislikleri doldurup doldurup boşaltıyorum çöp tenekelerini kadınlar geçiyor önümden başları hiç eğilmemiş o direngen, o erkekçe, o Anadolu’ca dizini döğmeden önce hakkı için savaşan o yürekleri anne, yürekleri kardeş, yürekleri insan kendi yarasını saran savaştan dönen bir oğul gibi zeytin karası bakışlarım kesilen ağaçlarca öyle yaşlı bakıyor terliyor, kanıyor, ağlıyor vatanım gibi. yine bir gece yarısı operasyonuyla öldürülüyor zeytin ağaçları ağlıyor Türkiye’m zeytin ağacı bakışım.. 08. 11. 2014 |