dilsiz duvarların ardında -ana-diliyle kanat çırpan güvercin ülkesidir sevmek(çocukların gamzelerine çalı çırpı taşımıyorsa kuşlar ve serçeler birileri masal ormanlarını yakmış demektir nicedir gülüşler yuvalanmıyor çocuk yüzlere...) ... aşk aramızda yarım kalmış cümle kim sevda dese saçlarını bir yıldızla tararken ağlarda ölümsüzce uykuya dalan o kadın ve kısa ipleri oltaların yakalamak için suda kurbağalama yüzen hava kabarcıklarını kimse rast gele demesin! ....hiçbir aşk rastgele gelmez anladım ki sürgün bir kalp hücresi pencere barındırmayan kodes bir de bu olmaz olası mecburiyet ağrısı büyümek sığamıyorum kendi yüreğime gel..sarmaşıklanan düş(ünce)lerimi kes belki bir anlamı olur duvarlarından kan sızdıran harflerin konuşsam dilimi içeri atacaksın Arjin bir sus kaşesi vurarak kelimelerimin özgürlüğünü astın yırtık sloganlar mezarlığına seniseviyorumlarımı gömmekteyiz ...oysa ağzın ateşi çırada közlenen bir balona kurulu ve belki de o balon bir masalın sonsuzluğu parmaklarımı bandım gökkuşağına sonra duvarlara güvercin resimleri çizdim belki kanatlanıp uçmak için güneşin, göğsü en çok sana benzeyen balkonuna nicedir ölüler kadar serin ve nicedir kibirli sev(iş)mekteyiz -bizi bir kalpte müşterek kılan aynı yara, aynı sancı bilirim Eleni de babamı böyle sevmişti istesekte olamayız yabancı- bir gülümsesen masum bir çocuk gibi istavroz çıkaracak kaderimize dolanan şeytan belki secde görecek alnı Kudüs’te bir sabah ezanı vakti aşk kutsaldır aşk sarılıp uyumaktır yastığa yorgana bulaşmadan unutma... ana-dilinde ağlayıp haykıramadığın her aşka mültecisindir Arjin haydi yık şimdi güvercinleri hapseden (taş) duvarları... de_soulmate |
üstün anlatımıyla
okuyucusunu yormayan
değerli bir eser olmuş
yazan elleri kutlarım