bir sevmek ağrısıdır yaşamak fakat ölürsem ölürüz ikimiz de...Şiirin hikayesini görmek için tıklayın -sensiz ışıkları sönen yıllar kadar hafızamdasın - yokluğunda hiç büyümedim ve hiç acı çekmedim özleminden başka yüzümdeki izlere aldanma sakın saçımdaki beyazlara da ben aynı küçük çocuğum ve sen yirmi altı yaşındasın hâlâ ... sen parke taşlarını sayardın efsunlu kentin yürürdük yan yana yakınlığımız kadar uzaktık belki rüzgâr tarardı saçlarımı, parmaklarınla tanışmadan önce ne önemi vardı ki aylardan Nisan’mış mayıs gülleri bastırırdı nasılsa yağmurun kokusunu meğer sol bileğimizden süzülen sonbaharmış bir zaman ... bir tarihti hatırlamıyorum tren sesini duyuyor musun diye sormuştun ne istasyon vardı halbuki yakınımızda ne liman geleceğe giden şimendiferlere el sallayan bizler mişiz ayaklarımızın hiç değmediği o gardan Rumeli caddesindeki elit bir kafenin ikinci katında ardımızda öperek bıraktığımız bardaklar şahit -bu gecikmiş bir itiraftır- belki çocukça belki dudaklarınla hiç buluşmadan denizin kayalara şavkınca gecenin sabahlara borçlandığınca ürpererek sebepsizce göz kısışlarından bundan kalma bir alışkanlık belki ay ışığı üşümelerim seni kaybetme korkumdandı oysa işaret levhalarını çıkmaz sokaklara çevirişim bu yüzdendi işte seni çok sevdiğimi hiç söyleyemeyişim hiç bilmezsin mabede kapanır gibi şiirlere adandığımı çünkü yazdıklarım ölümsüzlüğünün emaresidir sessizce geçiyor yine pencerenin kenarından akşam üzeri bu saatlerde dilenir zavallılığım küçücük elleriyle seni bir martının kanadından uzansam şimdi Pierre Loti’ye ve şımarık kahkahaların yükselmiyorsa köhne bir masadan ah inadına unutmak istemeyişlerim var ya -alın yazımı reddetmek sanki- biliyor musun seni sevmek daha zor ve ağrılıdır yaşamaktan bu yüzden ölmek iste(me)yişim belki... de_soulmate |
Karanlıktan aydınlığa ermeniz dileğiyle bu güzel eseri
kutluyorum saygılar sunuyorum...