Zeytin Çekirdekleri Dökülüyor Avucumdan II
Karanlık, sessiz ya da hiç
Gördüğüm rüyayı bir avuç kanla terk ediyorum tılsımlı. Hıçkıra hıçkıra uyanıyorum ve bulanık bir düş gibi; Issızlık, Avuç içlerimde çiğ, dudaklarım kuru, kuru ve kuru. Zeytin çekirdekleri dökülüyor avucumdan. Zaman, Ölümün, acımasızca kapımı çalmasıdır. Yahut Bir ıhlamur kokusu, rüzgarla esen sıcacık. Yüzüm rüzgara eskiyor, Kavruluyor, kavruluyor ve kavruluyor. Elma ekşisi his, baygın anne ve sırtımdaki kabuk Kanıksıyorum yıldızları sayarken sancılarımı, nefesim lekeli. Bir dilenciyim, bir deli, bilemedin bir kelebeğim Ki, deli bir dilenciden daha kısadır ömrü kelebeğin. Yalnızım, rengim lacivert ve gözlerim nemli Bilirim erkenden öleceğimi, öleceğimi ve öleceğimi. Geceler hep süngü, kanıyorum ayakta oluk oluk Yitiriyorum bildiğim tüm kelimeleri ve yığılıyorum olduğum yere. Ah! Papatyalar yağdıran gök. Üşüyorum, üşüyorum ve üşüyorum. Çığlığım, ağaçların korkunç hışırtılarıyla yankılanıyor Gökyüzü bulanıyor ve kargalar bağırıyor avaz avaz. Gülümserken ceketinizin kenarında fotoğrafım Avluda benden geriye Zeytin çekirdekleri bırakacağım, bırakacağım ve bırakacağım. |
çok güzel
kurgusu muhteşem
insanın kendisini anlatması berbat bir şey , öyle geliyor belki de .
sonuçta her şeyi bilensin...
kelimelerin tekrarı inanılmaz güzel ...
bende severim aynı sesleri anlatımlarımda...
çok iyi bir şiir okumanın zevki ve hazzıyla ...
tebrikler...
şiirin birinci bölümünü de okumalıyım...