Rüzgârın nefesini saçlarımda saklarım Kartalın bakışını buğulu gözlerimde Aldırmam hiç birine yasağı yasaklarım Sükûtumu gizlerim haykıran sözlerimde.
Özgür deli kısrağım koşarım ovalarda Bulutlar yere inse gem vuramaz boynuma Bir güvercin olurum uçarım havalarda Yılanbaşlı gafili almam asla koynuma.
Sevdamla yargılansam kapatsalar bir ine Tutamazlar yerimde çelik zincir vursalar Türk’üm Türk kalacağım tek laf ettirmem yine Dağ gibi yükselirim ateşte kavursalar.
Gafilin biri çıkıp Türk yok diye haykırsa Senin soyun ne derim ortalığı yıkarım Ellerimi bağlasa kemiklerimi kırsa Gömseler de toprağı patlatır da çıkarım.
Silemezler dünyadan Türk’ün asil soyunu Bütün arşa bedeldir mertliğimiz şanımız Palavraya kanmayın bunlar aciz oyunu Koruruz bu vatanı dökülse de kanımız.
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
BEN TÜRK’ÜM TÜRK KALACAĞIM şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
BEN TÜRK’ÜM TÜRK KALACAĞIM şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
Tanrı ne iyi etmişte böyle asil,yüce bir ırk yaratmış.Ya Türkler olmasaydı,nice olurdu halimiz,diyor bütün geride kalan ırklar.....
Bu arada bir şiirinizi de gördüm. Hallaç-ı Mansur'a yeni bir boyutta kazandırmışsınız...
HALLAÇ Sopa sallıyor biri hukukun salonunda Nasıl girmiş acaba kilitliydi kapısı Zor da olsa demek ki başarmış ya sonunda Sanırdık ki çökemez adaletin yapısı. Kim bu diye sordum da dedi birisi hallaç Neden girmiş salona acaba neydi amaç?
Söylesene ey hallaç nasıl girdin içeri Elindeki çomakla pamukları döversin Dostunuz değil miydi neden döndün ki geri İftiralar atarsın meydanlarda söversin. Bu gayretin ne senin yün mü sandın yasayı Gittikçe azalacak peşinden gelen sayı.
Söylesene ey hallaç uykunu mu böldüler Kabartmak mı amacın sertleşen yastığını Ortalıkta masumlar neden nasıl öldüler Ezip de geçiyorsun üstüne bastığını. Şah mısın hakan mısın bey misin efendi mi? Merhameti insafı egoların yendi mi?
Söylesene ey hallaç bozmak mıdır amacın Yıllardır yürüyordu sürüp giden düzeni Halini görmez misin bir somuna muhtacın Hakkınca yazsın diye çağıralım Neyzen’i. Çıkmaya çabalama gün geçtikçe batarsın Yarın toprak altında söyle nasıl yatarsın? AFET KIRAT —
Lakin,(O kadar okumuşluktan sonra Hallac-ı Mansur’u yakan Allah aşkı değil, sanırım adalet aşkıydı)
benimle ne derdin var senin oğlum? Elbette soyumla gurur duyuyorum, sen duymuyor musun? Ben senin yazdıklarına karışıyor muyum? Yazıyorsan sen de yaz gelip eleştirirsem o zaman söyle. Hallaç meselesine gelince benim hallaç Hallaç_ı Mansur değildi, insanları didik didik eden, kutuplaşmaya yönlendiren, bölücülüğü destekleyen hallaçlaraydı sözüm.
Birilerinin zoruna gitse de, hazmedemese de; Peygamber Efendimiz'in meth-ü senasına mazhar olmuş şanlı bir milletiz, batıda İslamiyet'in Türk'ün dini diye anılmasını sağlayacak kadar bu kutsal davayı canından aziz bilip savunmuş, yaymış aziz bir milletiz. Geçmişte nice doğulu İslam alimi Türk'ü yere göğe sığdıramamış, zaferleriyle övünmüştür. Ne yazık ki içimize sızan hainler yüzünden bugün birbirimizi inkâr eder duruma geldik. Hele bunun sorumluluk sahibi insanlar tarafından yapılması daha acı. Allah akıl-fikir versin.
Rüzgârın nefesini saçlarımda saklarım Kartalın bakışını buğulu gözlerimde Aldırmam hiç birine yasağı yasaklarım Sükûtumu gizlerim haykıran sözlerimde.
Özgür deli kısrağım koşarım ovalarda Bulutlar yere inse gem vuramaz boynuma Bir güvercin olurum uçarım havalarda Yılanbaşlı gafili almam asla koynuma.
Sevdamla yargılansam kapatsalar bir ine Tutamazlar yerimde çelik zincir vursalar Türk’üm Türk kalacağım tek laf ettirmem yine Dağ gibi yükselirim ateşte kavursalar.
Gafilin biri çıkıp Türk yok diye haykırsa Senin soyun ne derim ortalığı yıkarım Ellerimi bağlasa kemiklerimi kırsa Gömseler de toprağı patlatır da çıkarım.
Silemezler dünyadan Türk’ün asil soyunu Bütün arşa bedeldir mertliğimiz şanımız Palavraya kanmayın bunlar aciz oyunu Koruruz bu vatanı dökülse de kanımız.
"Unutma ki, şairleri haykırmayan bir millet, sevenleri toprak olmuş öksüz çocuk gibidir. demiş Mehmet Emin Yurdakul... Bu durumda sessiz kalınamazdı elbette... Yüreğinizden öpüyorum değerli arkadaşım... Tebrik ediyorum. Yürek sesiniz hiç susmasın. Selam ve dua ile... "Ne mutlu Türk'üm diyene." Mustafa Kemal Atatürk
Afet Hanım, bu sabah karşımıza bir anıt gibi bu şiiri sayfamıza koydunuz. Önceikle şiir çok güzel, kaleminize ve yüreğinize sağlık. Ayrıca "BEN TÜRKÜM, TÜRK KALACAĞIM" diye yaptığınız haykırış içimizi titretti. Size teşekkür ediyor, saygılar sunuyorum.
Türklük öyle alınıp satılacak bir şet değil ki.Kanımız, genimiz canımız her şeyimiz Türk. Ruh bedende olduğu müddetçe de Türk kalacaktır. Daim olsun kaleminiz. Sağlıcakla.
Genetik kırmalar Türk yok dedikçe Türk anaları, bacıları oğulları, kızları, babaları, kardeşleri, eşleri, nineleri ve dedeleriyle hep destan yazmıştır, bundan sonra da yazacaktır...İşte saygıdeğer ablam bu sonraki zamana örnek mümtaz şahsiyetlerden bir tanesi... Nefisti, anlamlıydı, ders verir, uyarır gibiydi şiir... Varolun ablam, Allah razı olsun... Selam ve saygılarımla...
Silemezler dünyadan Türk’ün asil soyunu Bütün arşa bedeldir mertliğimiz şanımız Palavraya kanmayın bunlar aciz oyunu Koruruz bu vatanı dökülse de kanımız.
Silemezler dünyadan Türk’ün asil soyunu Bütün arşa bedeldir mertliğimiz şanımız Palavraya kanmayın bunlar aciz oyunu Koruruz bu vatanı dökülse de kanımız.
SAYFAYA DÜŞEN BU GÜZEL ŞİİRİ YAZAN YÜREĞİ KUTLUYORUM AFET HANIM ÇOK GÜZEL OLMUŞ SAYGILARIMLA ESEN KAL
Çok güzel anlatıım bırakırlarsa ben türküm demeye izin verilirse bu ülkede bazen hayıkırışları susturuyorlar bazen bayrağın eline alıp koştugunda durduruyorlarlar bu ülkede kutlarım hocam saygıalr
Türk olmak yüceliktir dost peygamberimiz müjdelemiş ırkımızın yüceliğini göstermişiz İstanbul'da cevherimizi kutlarım en büyük yüreğin Türkülüğünü kal esenlik içinde...
Bu arada bir şiirinizi de gördüm. Hallaç-ı Mansur'a yeni bir boyutta kazandırmışsınız...
HALLAÇ
Sopa sallıyor biri hukukun salonunda
Nasıl girmiş acaba kilitliydi kapısı
Zor da olsa demek ki başarmış ya sonunda
Sanırdık ki çökemez adaletin yapısı.
Kim bu diye sordum da dedi birisi hallaç
Neden girmiş salona acaba neydi amaç?
Söylesene ey hallaç nasıl girdin içeri
Elindeki çomakla pamukları döversin
Dostunuz değil miydi neden döndün ki geri
İftiralar atarsın meydanlarda söversin.
Bu gayretin ne senin yün mü sandın yasayı
Gittikçe azalacak peşinden gelen sayı.
Söylesene ey hallaç uykunu mu böldüler
Kabartmak mı amacın sertleşen yastığını
Ortalıkta masumlar neden nasıl öldüler
Ezip de geçiyorsun üstüne bastığını.
Şah mısın hakan mısın bey misin efendi mi?
Merhameti insafı egoların yendi mi?
Söylesene ey hallaç bozmak mıdır amacın
Yıllardır yürüyordu sürüp giden düzeni
Halini görmez misin bir somuna muhtacın
Hakkınca yazsın diye çağıralım Neyzen’i.
Çıkmaya çabalama gün geçtikçe batarsın
Yarın toprak altında söyle nasıl yatarsın?
AFET KIRAT —
Lakin,(O kadar okumuşluktan sonra Hallac-ı Mansur’u yakan Allah aşkı değil, sanırım adalet aşkıydı)
Saygılar