Okşiirler açıktı mutluluğa, aşka kıyıda çiçek, böcek şiirleri yazan insana gülümseyen yolcuya,hancıya duyurmak zamanı dedi şair bu biraz uyur,biraz uyanık halka yolda ne engebeler olduğunu duyurmak gerek söz örgütlenir mi saz çalar mı suskunların dilini yar olur mu yeniden ellerim bana eşlik eder mi sesim boş yaygaraları kesip eşitleyip kadın ve erkeği hak araken halk,tası tarağı toplayıp kaçar mı şairliğin yanından bir yandan sorarım kimdi yar yarım bir günde beni bırakan avuç ortasına aşkı çizip sonra bir ok saplayan kalp ortasına duymayan insan sesimi o eros hergelesi olağandı karşılaşmam sesimin içine sinen seslerle gönüldaşlık yapmam sevgi duymam insana bütün köpekliğimi takınıp ve kedice sokulup eteklerine bir değildi insanlar ne de eşit ne özgür ne hayvan barınaklarına alışık evleri olmalıydı güneşe açık pencereleri pencere önünde açan sardunyaları cıvıl cıvıl çocukları selâmlamalıydılar bacalarından sevgi tüten evleri önemi anlatılmalıydı bağımsızlığın izinsiz dalmamalıydı hiç kimse ayakkabılarını dışarı çıkarmadan hangi mikroba bastığı belli olmayan ayaklarıyla o eve! 25. 11. 2013 / Nazik Gülünay |