adı kaya gibi bir yaşamdı.bir sürgündü sessizliği, yaşama kement vurulmuş dudaklarından hep özlem akardı ve o özlemin içinde kederle akan bütün şarkılar mutlu ve tebessüm eden insanlığın değerleri içindi yaşamak için var olmaktı.. şimdi bu şarkıları dinlerken adı kaya gibi kalender olan bir hayatın ezgilerini dinliyorum usulca ve dinlerken yürek heybeme dolduruyordum insana ve yaşama dair bütün değerleri. dinliyorken masum bir hayatın temellerini ve insana biçilen en kutsal değerin ne olduğunu daha iyi öğreniyordum/öğreniyorduk. çünkü her değer içinde sakladığı misyonlarla ve vizyonlarla büyürdü ve büyüyen her misyonun içinde bu değerleri anlatan şarkılar ve bu şarkılara anlam veren sözcükler bir yaşama hem model oluyordu hem de bu değerleri içimizde yükseltiyordu bir çırpıda. ve biz bu yükselen değerlerle sınırsız bir insanlığın, ve mutlu bir tablonun resmi nasıl olur? ve en önemlisi bu resim nasıl hayat bulur? onu da çiziyorduk yüreğimizin bir köşesine ki yaşama dair her attığımız adımda buna dikkat edelim diye. bir böcek ezilmesin diye çoğu kez kendimizle milyon kere mücadele ediyoruz. ve bu mücadelenin sevinci ruhumuzu ve yüzümüzü bir tebessüm gibi yalıyordu. içinden yıldızlar,yakamozlar dökülüyordu içinden kaya gibi bir hasretin öğretileri ve sevinçleri şavkıyordu. kasım /2013 |