ruhumuzun içinde közlenen yalnızlık/Bir yalnızlık çöker,çöker de dönderir bizi kendi alaborasında Ve her alabora da deli divane dönen bedenimiz ayık değildir artık./ Yalnızlığın en vurgun hüzünlü saatlerindeyim, Ruhumun en ücra köşesine çöreklenmiş kuzguni bir nikotin gibi dağılıyorum gökyüzüne karış karış, ne önümü görebiliyorum ne de bir felçli gibi hissedebiliyorum. ve birazdan anafor ruhumun içine dağılan bu kaya gibi sert nikotinle öksürükler basacak yeryüzünü ve her öksürük hikter ölçeği belli olmayan bir elektrik dalgasının manyetik alana yaydığı yalnızlığın en sarhoşluğuyla vuracak yeryüzünü. ve ardından hissetmeyen duygularımın bir refleks tepkimesi ile gözlerimden boşalır gibi yağan ve ısınan yalnızlığımıza dökülen sağanaklar boşalacak... serinleyecek belkide ruhumuz her patikasında, oysa anlık bir tebessüm gibi yüzümüze yansıyan bu erincin genç yaşta ölüm makinası azrailin teslim aldığı genç bir kurbanın gülümsemesi kadar sürecek... aniden bastıran bir yağmurun dinişi kadar kısa sürecek... ve şimdi kendi aynama bakarken bu anlık tebessümlerin hep dalgalı ve yağlı ilmiğe bağlı bir ömür geçirdiğini görüyorum. Bu yüzden her yalnızlık yaşarken tıpkı içilen sert bir nikotin gibi ayık değildir kendi içinde hiç bir zaman...... Diyarbakır/ekim 2013 |
Yalnızlığın halet-i ruhiye aynasında gösterdikleri hüznü ve acıyı yüreğinden demirlese de , anlatımındaki etkileyici uslupla çok güzeldi.
Bir dem yalnızlık içtim en sek olanından.Yudum yudum her bir dizede acı zehir zemberek işledi taaa şah damardan öte ...
Gönülden kutlarım yetkin kaleminizi sayın hocam.
Esenlik dileklerimle.Selam ve en derin hürmetlerimle.