Sen Gittin Lakin Bende Bitmedin
Dumanı üstünde
Taze kahve kokusu İki beyaz porselen fincanda, Yanında en sevdiğin çikolata İki bambu koltuk sallananından Cam kenarında Bir boş, biri “gayri/ihtiyari” dolu! Malumun yaş zorluyor artık Yetmiş dokuzu! Ah hafızam! Nasıl da hatırlattı yine seni Senli, “kahve”li gözlerini, Pardon günlerimi bana… Tam tamına Yarım asır önce Bugün Rastlaşmıştık Ortaköy’de, Köprünün ayağının dibinde, Vasat bir köfteci arabasının önünde Aç/lıktanmış meğer gözlerimizin kesişmesi Sevgiye! “Ya nasip!” deyip atmışız oltalarımızı Aşk’ın şeffaf denizine! Tut/ulmuşuz birbirimize! Ne de yakışmıştı şatafattan uzak gelinliğin Süt beyazı tenine… Gökten kopmuş gönle konmuş Kanatsız bir melek gibiydin… Erken uçtun gerçi Göç zamanınmış, bilemedim Neyse… Sen uçtun ya Doktorları haklı çıkarırcasına Ben de Ortaköy manzaralı tek bir göz Evden izliyorum sana dair ne varsa… Bu arada Torun sayımız hızla çoğalmakta Ve en önemlisi Her şeyin azaldığı şu hayatta Sen tek bir an bile Azalmamaktasın, Şu zavallı faninin Taşikardik sol yanında! |