İNCİLERkül döktüm yarama yar, kül tutmadı yaram oysa kurtuldum demişti bülbül gülün dikenli boyunduruğundan kan sızdı ağıtlı toprağa oysa üstü örtüktü bütün sızılarımızın kim açtı debelenmemizin üstünü doğru dürüst yürüyemiyorduk kendimize hiç uymuyordu anahtar ve kilit bütün odalarda yalnız kadın ve erkek yalnızlık geçiti açıyorduk her evrede boğazımıza değin sus’larla dolu bir gün gibi geçip gidiyordu mevsimler güneşli merhabasından uzakta her gün geziniyorduk bulanık sular içinde kurbağa balıkları, yosunlar değiyordu tenimize su ağırdı bizden, biz sudan ağır bir türlü geçemiyorduk, mut şarkılı yarınlara gözümüz arıyordu hâlâ çok uzakda kayıp giden yıldızın tozunu esamesi okunmuyordu oysa izinde kanıtı birlikte yaşamışlığımızın deniz içine dönüyordu en diplerde inciler bekliyordu çıkarılmayı! 6. 9. 2013 / Nazik Gülünay |