Savaş istemiyoruzsancısında takıldım; yol bizdi simit satıyordu kadın gösteriyordu pazar hangisi ter gerektirir alış-verişlerin orada bulabilirim belki sarımsak kokan ellerin uzanış yönünü bir dilim elmada ekşiyen dünyayı kıç üstüne oturtulmak istenen ülkelerin çürütülen çabasını, atılan marul yapraklarında salınarak boğazdan geçen savaş gemileri İstanbul seyirli askerleriyle selâm çakarken kokuşmuş fikre ki hangi el kendini tokatlar meydana döker ülkesini pazar artığı mal gibi kim inanır ki saklı bahçe var pazarda alınmak istenen insan kanı pazarlık esaslı ama kimlerle el sıkışılır barış şapkası eğik önüne bakar düşünür yine bir piyon gibi öne sürülür mü çocuklar çocuklar! çocuklar! çocuklar! hadi dağıtalım bu kalabalık pazarı gömün silâhlarınızı hey burnu kanamayacak Amerikalı kim çiğniyor Suriye topraklarını! savaş istemiyoruz! |
İsteyenler utansın derdim.
Ama utanmanın anlamını bilmezler.
Çocuklar ağlaşır
Gözyaşın silmezler...