Kıyamkıyametim iki dudak arası mahşerin zebanilerle başlayan gece bir ateşle sönüyor her gece ardınca açıyor kapılarını gittiğinden beri kenarından geçerken yanık masalların kokusunun arşı aydınlattık biz kördük biz bir leyl sancısıydık aşk dilinde iki yabancının başıboş çarpışmaları kendi yürekleriyle ins varlığımızla beceremedik sevmeyi en gülünç yerinde ağlayandık sevdanın en sevilesi çağında bir gökyüzünün küs çocukları bir kelimenin en can alıcı yerinde ölen küçük bir ışıktı aşk devrimiz geceye dönerken gittin ve gülmedi bir daha sağır kulaklarıma yalnızlığın ekmeğime azık gülüşlerimin çirkin yanında gönül eskisi olarak kaldı aşk kıyam kokuları süründük bir ateşin etrafında benliğimiz ölebildiğince aşk olmayı öğrenirken olabildiğince yalnız düşümün adı olacaksın tam da seni silerken cam buğusundan gözlerim ilişecek kuzeye zühreye onu da ağlarken göreceğim onu da bakarken aya hayranlıkla utangaç gölgelerin geçtiğini göreceğim odamdan yine sızlayacak yüreğim yine aşk senden bakmayacak |
Sağlıcakla kalınız...