Neva
Kaçasım var mülteci şiirler gibi
bir gece yarısı kalemi kağıdı toplayıp yüreğine senden başkası ile geçmiyor bu acı gel yine şahdamarından sev beni Ahh Neva..! “kendimi bildim bileli” derdim eskiden bilmeden işte inan ki bilmeden bıraktığın hüzünleri sevmeyi öğrenmeden göğsüme “ah” ile batan cümleleri tekrar tekrar acıttığını bile bile içime çekmeden hazan bir selâ’ya aklımı kurban etmeden ölümden ölüler diyarındaki şairlerden sana sevdalı şiirlerden kör kurşunlara beni vermenden de eskiden sevdim seni bilmeden inan ki hiç bilmeden Ahh Neva!.. bu kaçıncı sol yanım ile başbaşa uyanışım acımtırak renklerde soğuk kahve kokusu solgun çiçekler dünün bütün hüzünlerini dökülür penceremden açlığıma cevap arıyor aklım ve inatla doldurmak için yenilerini bu sabahta kefaletle serbest bırakıldı bütün acılarım “yüreğim dağ yamaçları ki sisli doğuyor hep şiirlerim iç beni hatırımdan ki dudak kenarı kahve tadında eskisin senelerim” Ahh Neva!.. seven gider miydi giden sever miydi hiç sahi neden gitmiştin ki neyi yetiremedik birbirimize ekmek su dua gökyüzü sevmemişsin demek ki baksana her seven ölüyor bu şiirde saat geceyi vuruyor Neva!.. düştü secdeye sessiz gözlerinden yıldızlar seni vurdu sonra hiç dedi kaburgamda bir boşluk gölgem tenimi terkedişinin suskunluğunda şakağımda şimdi geçti geçecek zaman şiir acısı çöken dudaklarından daha başında salıvermek içimdeki vahşi sızıları saatim zebani yüzlü uykulara gebe doğur beni göz ucundan gün ışığına doğur ve yüreğine kundakla yoksa gece olur yine ayın eteğinden hüzün düşer denize dalga geçer ayaklarım gölgem cebimde vasiyetim ölüme yelken açar sandal uykusunda lacivert siyah sessizlik boğulan balıklar kadar nefesimle rotası unutulmuş gözlerine bakıyor bahtsız ellerim kaybettik mi sahi üç kara bir laciverte yeşil düşleri sahi kaybolduk mu birbirimize küs denizinde tutunamayan iki uçurum selvisiyiz kayarken ayaklarımızın altından aşk gelemem Neva!.. yanmam gereken kitaplar dolusu şiirler var sırf sen attın diye sevdiğim yangınlar da küller “ben ne oldum” der savrulur kıyametin senden kalan yanlarıma korkuyorum Neva!.. herkes seni konuşur oldu bittik gözlerim kına yanığı kokunla kapanıyor hıçkırıklarım kırgın sesim bir yusuf çığlığı gibi düşüyor ellerine kuyular örtülür üzerime gökyüzünü yırtıp bütün bulutları doldurmasaydın gözlerime belki hani belki senden açardı bir sabah gökkuşağı kentine adam gibi şiirler düşerdi ufkundan ve gözleri kırılgan bakmazdı yüreğinin en sevgili yerinden duvarlarından suskunluk damlamazdı mesela boğazıma cennet takılmazdı kırık kalem uçları gibi kovulmazdım şiirlerden Ahh Neva..! sırat yolunda bir durak bir musalla bir kaç şiir ve bir melek ağlar başucumda gittin gitme de demedim diyemedim son kez söyledim ismini sen "Allah’ından bul" dedin yüreğimden amin geçirdim seni de en çok hüznünden sevdim kimsenin gözleri ben değildi ya sende o yüzden öyle üzgün de bakma sakın gözlerime ve affet bende vazgeçtim |
Güzel anlatım.
Tahlil ve tesbitleri yerinde anlatılmış.
Gönlünüze sağlık.
Kutlarım.
Selamlar...