I

sen turuncu bir düşsün portakal kokulu
kalbimin tek göz odasına kabul buyurduğum selamsız sabahsız- göçmen kuşu-
dokunsam ayyaşlığımla
hani içmişliğimle seni...
öpsem sonra siyahından gözlerinin
"üstelik argo"
üstelik aykırı kurşun
(ay kanar ustam)
sonrası yıldız senfonisi
bir de karanfil konfetisi gamzemde
utancımdan...





II

boynum kuğu
ensemde ustura y a r( ı n)
ellerim kırlangıç kanadı ve gökyüzü hoyrat
hep alacakaranlık
pelerinini savuran bir katil peşimde h a y a t
cılız bir çıngırak, kalp atımlarım
dudağım mevsimlik yabani gül
acıtmıyor iki ucundan yanağımı çekiştiren
ucu swarovski taşlı çengelli iğneler





yüzüme bak
nasıl da gülümsüyorum
gergin bir çamaşır ipi gibi
...ve dilim tam ortasında asılı
saçlarımda en sevdiğin inci firketeler
bedenimi taş pudraya yatırdım
pembe sedefli
söylesene gözükmüyor değil mi tenimden
bir şifondan gözüken içim gibi
yaralar bereler




say ki;
yağmurmuşsun kudurtmuş öfkesini
iliklerimde sızmışsın
y o r g u n s u n
üzerimde; başı okşanmaktan uzak, sokak köpeği sakinliği
gözlerimde barınaksızlığın ürpertisi

sokaklar, çakal
sokaklar yılan ini

bu kaç yüzıllık üşümek karsuyunda bilemezsin
doldukça taşamayan kadehim
... kalbim ve kalbin
uzlaşamayan iki kentin savaşı
yankılanır hergecevakti
yalnızlığımızda
it dalaşı



ve say ki
şafağı öptüğün yerden
astarı yırtık bir gece gibi yamalanmışım dudağına
işte bu yüzden bastıramam
sabahları
öpüşme isteğimi yüzünle
bilirsin ağzının kıvrımından içerim gün/eşimi
...tutma ayna kederime
görme içimi
çünkü yıldızların ışıklarında sensiz şarkılar söylerken ruhum
aya çerçevelenir u/mutsuzluğum ve yine
bırakıp gidersin...




de_soulmate