Bir Kitabın İçinde Unutulan Ayraç Oluyor UmutlarŞiirin hikayesini görmek için tıklayın Sevgili Gökyüzüm..
Merhaba Saydamsu.Saydamsu diyorum sana çünkü umuda merhaba demek istedim..Çünkü güneşin ve yağmurun geç ulaştığı bu yerde umut daha elzemdir.. Merhabamı yineledim..anımsadım..Bir kart attıydım sana dün..Yalnızca bir sorudan ibaretti yazdıklarım.. Bir düşü çoğaltmak uzun boylu mu olur kimi zaman? İlk gelen vapuru alıp uzak,ıssız sessiz bir adaya götürsek mesela.içindeki her kesi dışarı çıkartsak ve kalem kağıt versek hepsine..desekki özlem duyduğunuz üç şeyi yazın desek..Ne yanıt verirler dersin?.. Peki düş kurmayı ben önermiştim fakat bu kadar savruk olan da sensin.. Sana bu sabah bir kart daha yazdım fakat yollamadım.. başkaca bir yerde ’yayınlamayacağımda’.. orda ilk aklıma geleni söyledim.bu kentin limanları da İstanbul gibi..Her kes kendi yanındakine göre bir omuz önde olmak istiyor..Her keste aynı fısıltılı konuşma.. ’Atla çabuk..çabuk çabuk vapur geldi’..Durur seyredersin,bir anlam veremezsin de..Birileri hep önce, davranır ve bu hep böyle devam eder..’Vapurdan iniş bu kısımdan olacak, şuraya oturalım ki hemen çıkabilelim’..Kız kulesi bu kentte olsaydı saçlarından asardım bütün söyleyemediğim sorularımı.. Aceleci İstanbul’luları düşündüm..onlar daha vahim.. Kimse yoksa yanlarında yarışacak,kendi içlerinde koşuşturup dururlar..Oysa vapur koşuyor Haydarpaşa bekliyor..Oysa vapur koşuyor Bostanlı duruyor.. Bir sorudan ibaretti demiştim sorduklarım.. Sahi kaç asır sonra söylersin merak ediyorum.. Olsun..Uzun boylu düşlerden tokalar yapıp takıyorum saçlarıma..Bir fırtına beslerim içimde kasıp kavuran her kenti..Ölümüne bir düş çizerim yüreğin hedef noktasına.. Adını özentiyle kurdum..(Yanılsama bunun neresinde) Az önce kapıda küçük kızla seksek oynadık mesela. fakat karşı komşunun camını düşümde kırdım.. Sonra bir düş daha; Senin yerine zillere basıp kaçtım.. (Buna bayılıyorum)..Sokakta kirlettiğin elbiseni temizlemeyi söylemiyorum bile..Sahi unutuyordum..Yüzüm kente dönük on birinci gününde,ne zaman uğrayacak iğnesi kırık şarkılar söyleyeceksin bana..Ne zaman uğrayacaksın ince belli çay içeceğiz..İnsana özlem düşünün gerçekleşmesi dileğiyle.. Sevgice kal Saydamsu.. (Çocuksu hayaller vaktindeyken zorunlu olarak söylüyorum Saydamsu.. Yasaklı sözler söylenmiş tüm filmlerden beni sorumlu tutuyorlar.. korkuyorlar iyi yürekli çocukların sokağın ötesinde heyecanlı bekleyişlerinden.. Onlara dedimki;Bu oyunun berbat sahnesini sizler oynuyorsunuz çünkü gülüşümüzü siz çaldınız..) 30 Aralık 2012-
Burda gece terkedilmiş bir ev gibi
içinde yaşayanlar var ama gözün alabildiği her şey gelişigüzel yerleştirilmiş hissi yaratıyor bende burda gece yeşil şarkılar söylemiyor fakat elmastır sokağım öyleki aniden fırtına olur da gece bir başka demler yüreğimi Ah! hiç kıpırdamadan üç kış geçsin üzerimden bazen geceler kamp ateşi gibi ışıl ışıl hayır caddenin ışıklarından değil kaynaşan ve zaman ilerledikçe çoğalan insanlardan ve insanların yarattığı güzelliklerinden ötürü bir şey bu burda gece sesini kaybeder,mevsimler susar doğup büyüdüğün kentin kaçar ellerinden harflerin denizlere açılır birden umutlanırsın bu anda şiir hiç bir işe yaramaz gözucuyla düşlersin saydamsu’yu bu anda şiir de gece de kimin umurunda gözhizasında saydamsu kalkar çay demlersin Beni alt yazılı bir filmin kalıbına dök usta! şerit döndükçe cümlelerimiz sabitlensin durdukça olgunlaşsın uyurgezer sevinmelerimiz Bazı şarkılar vardır,anlamını bilmezsin anlamını bilmezsin de tutarsın elinden ve savrulmamak için kırılgan bir koza örersin notalarından gidilmemiş şehir,yazılmamış şiir,rüzgarın saçlarını uçurması, amfi’lerdeki söyleşiler gibi huzur verir gece gündüz Bazı şarkılar vardır,postayla yollanmış gibi gelir düşer ellerine merakla açarsın zarfı kapağını açtığın ilk anda bir melodi bir melodi kucaklar ki yüzünü uzak rüzgarlı kıyılardan suya bırakılmış yelkenli olur düşlerin Beni bu kentin dizleri dibinde sabitle hayat! Hero’ya varmak isteyen Leandros gibi film bitmeden yasak sularda ıslanıp manifestosunu yazayım saydamsu’yun |
hikayesi
bir de mektup
e daha ne olsun!
çokça beğendim herbirini.
tebrikler.