BAŞKENT ÇIKMAZI
Başkent çıkmazındayım,
Unutulmuş bir şairin tutsaklığında… İçimi gıcıklayan beyaz bir gömlek, Kucağımda , yangından kurtarılmış kitaplar, Küçük çarpışmalar planlıyorum. Az evvel geçmişsin buradan, Saçımdaki rüzgardan,ızdırabı kokluyorum. Karanlık , gözlerine nazire… Çaşıtlar, gölgemin peşimde, Ben,senin.... Yalnız senin derdinde... Şehrin en karanlık caddesinde, gayrımeşru ezgilerdeyim. Kefen giymiş evlerin , ateşlenmiş ayazında, Bir tuhaf derinlikteyim…. Buraya nereden geldim bilmiyorum. Bilmiyorum, neden böyleyim? Sen bana, zamansız merhaba, Ben sana, geç kalan müebbetim. * Dudağında yoğrulan, yamalı bir besteyim aslında, Diğer yarım, eylemsi bir tekarrübden ibaret. Zulmetin ne kadar da güzel, Ne efsunkarimiş bu illet…. Teslim aldığın, dilsiz, dinsiz bir aşkım aslında, İllegal izlerim, icazet verir yalnızlığıma. * Uykusuz gözlerime oturan, kaybetme korkusu... Dizlerimi titretiyor, Arsız yüreğimde dinlenen, şiir tortusu. Öfkeli bir kalabalıksın, körfez limanlarında. Ayrılıkçı bir gazete manşeti, Ya da boş bir hücre... Olsun... Boş da olsa benimsin... Zannetme ki yağmur peçesini açtı, Omuzuma düşen her damla tanıdık, Her kavşakta, bekleyen bir ecelsin. * Diyorum ki Gönüllü bir firakı yaşayalım seninle, İki Tatar savaşçı gibi savaşalım; Sen, adıma kurşun yağdır, olanca serkeşliğinle. Ben mızrağının ucunda, cinaslı ağıtlar yakayım, Sen,hep beni çağır, Hep…. Ben hiç uslanmayayım, Hiç çıkmayayım karşına... * Başkent çıkmazındayım, Unutulmuş bir şairin tutsaklığında. Sokak lambası migrenimi tetikliyor, Soğuk, ciğerlerimi… Yasak olan ne varsa, Günahkar dokunuşlarla,giriyor kanıma. "Yapma" diyorum sana, Yapma! Beni ,sensizlikle sınama. Ismarlama izdivaçların arifesinde, Pes ediyorum işte... Basma zavallı damarıma.... Beni,başkent çıkmazında, Bir başıma bırakma... |