VAKUMLANMIŞ BİR HAYATTAN ARTA KALANÇok düşünme derim dinlersen... Er geç alışacaksın akşamın getirdiklerine Öyle olacak ki aldırmayacaksın boş bir evin çıldırtan sessizliğine Antidepresanlardan umudu kesip Yılları saymaktan vazgeçeceksin eninde sonunda... Zaten parmakların da hesabı tutturamaz gece yarısından sonra "Bir yaz günüydü" "karlı bir kıştı" Ya da " yağmurlu bir ilk bahardı" diye pembe tarihler vererek başlayacaksın, Kırgın zaman akislerini anlatırken. İşte o zaman başlayacak aynalarla husumetin Yaşadığın şeyin aşk mı, Yoksa alışkanlık mı olduğuna karar verir vermez eski cümlelerini elden geçirip hem aldanmışlığına hem de aldatmışlığına lanet edeceksin. Ara sıra gözlerin dalacak ; gözyaşın kupkuru… Yalancıktan kahkahalar atacaksın, bastırmak için yoksulluğunu. “yeter?” diye bağırmak isteyeceksin şehrin en işlek caddesinde Ve delirmiş olmayı dileyeceksin İnsanlar seni deli zannettikçe... / Şehir elinden geleni ardına koymayacak İntikam için… Kısas için... Aşk için... Cezaevi araçlarının penceresinden görebildiklerin Özel kliniklerin terapi koltukları Adliye binalarının güvenlik memurları Ve elleri nikotin, saçları ilaç kokan kepsiz bir hemşirenin Zorlama tebessümleri kastedecek yüreğine. Doymak bilmeyecek beynini kemiren aç kurtlar… Kafanı dağıtacak bir kelime isteyeceksin , Tek caddesi olan dilsiz şehirlerden… Saklanmak için kaçtığın her limana suç payı vereceksin teninden Etinden Kemiğinden Lakin Payı paydasından ayrı var sayarak Onursuz bölünmüşlüğüne boyun eğemeyeceksin Yalnız, Sekiz beş mesailerinde Kuru bir günaydınla güne başlamak zordur; Ama ona da alışacaksın… Sıcak bir busenin getirdiği gülümsemeyi özleyeceksin uyanınca, Şefkatin, Sadakatin, Sevginin, Ne kadar zor bulunduğunu anladığında, Acıyarak bakacaksın vakumlanmış bir hayattan arta kalanlara…. Bazen herkesten sakladığın o saç telini koklayarak , Ona sarılır gibi sarılacaksın ıslak ve kirli yastığına… Bir umutla gözlerini kapatıp , İlk karşılaştığınız yere koşacaksın, Ama yüzünü bile hatırlamayacaksın inan bana Hatırlayamayacaksın… Yok olup gidecek içindeki yaşama hevesi; Dağılsan da toparlanacaksın güneş doğunca Sonra yine dağılacak Yine sabahı gelmez sanacaksın… Aşksız dillerin, karşılık bekleyen sözlerine de alışacaksın “ Seni seviyorum” diyen kim olursa olsun “ben de seni…” demek adetten olacak… “ben de seni…” An gelecek kendin bile inanacaksın yalanlarına Alışacaksın yaşamak zorunda olduklarına… Ve Acıyarak bakacaksın vakumlanmış bir hayattan arta kalanlara…. |