Şehrin Sürgünleri
İşte...
Takma kirpikli bir kadın... Bütün umutlardan ihraç edilmiş, Bütün ütopik aşklardan... Sönmekte olan bir izmarit gibi bakıyor insanlara... Karanlık en keskin ayetleri basıyor yarama ve en zavallısından bir iç çekişle, Af diliyorum tüm insanlar adına... ki ben bedenimin hamalıyım, Bedenimse bir avuç toprak. / ve ben Ahşap bir sandık, Aynalı bir vazo, ve eskiciye satılmış kırık bir rahle kadarım bu akşam... Nefes alan, Etten ve kemikten eşyaların içinde yerimi aldım... Cam kenarından sızan yağmur suyuna, Düş pahasına aldandım... *** İşte... Rugan ayakkabılı bir adam Saçları yeni yeni beyazlıyor... Seçim anketlerinden, Azınlık ideolojilerinden, ve yakılan isyancı köylerinden bihaber; Gözleri kim bilir hangi şairin hangi şiirine delil arıyor Kırılan kalemler zehrini kusmaya beyaz bir sayfa açıyor. ve ben, Bazen kolejli kızların burun kıvırdığı kadar taşralı Çoğu zaman da sarışın,mavi gözlü köleler kadar yalnız... Her ne kadarlık olursam olayım Ben bedenimin hamalıyım, Bedenimse bir avuç toprak... |