DİLSİZ ŞEHİRBugün sislerle resmini çizdim bulutlara, Buzlu kaldırımlarda büyüdü içimdeki çocuk; Düşe kalka…. Saçlarımda savrulan yarım yamalak bir mazi, Sessiz bir hıçkırık bitirdi, bu son ümidi. Hüzzam bir şarkı misali girme yüreğime. Yalnız, maviler kalsın gökyüzümde. Gönlümün deryasında bir bahar delirir, Nefesim kesilir bu alaca karanlık ikliminde. Çok geceler devirdim pencere kenarında. Yalvaran nazarımla, kafanı yorma. Ne efsunkar imiş kuytularında boğulmak. Her köşe başında aynı yüzü bulup, Aynı hayale tutunmak… Aldırma sitemkar suskunluğuma... Dudağıma bir tebessüm ver gideyim, Ayaklarım rehin kalsın, Ben gideyim…. Adım adım sayıklarken memleketi, Seher tadında, keşkeler bastım yarama. Eylül yandı, sen buz kestin koynumda. Bana kumdan kalelerimi değil, Kahrolası duvar yazılarımı ver… Alacak verecek kalmadı nasılsa. Bu sevda yarım kalsın, ben gibi… Ne bir damla yaş yaksın gözlerimi, Ne de acı bir nefret… Bıçak gibi kes al sinemi, Adım, adınla kalsın; ben gideyim… Yarin gözlerini gözlerime çak; gideyim….. Ey Dilsiz Şehir! Konuşsana…. Bir sen şahitsin sefil yalnızlığıma, Boşa yüreğini yüreğimle yorma. Bana bir vuslat yalanı söyle ; gideyim Bir nefeslik ah kalsın ardımda… Ah…. Kapatma kapıları n’olur İzin ver gideyim Yarin gözlerini gözlerime çak gideyim…. Ulkuguven |