Yaşlı Neyzen
Sessiz sedasız tükeniyor sevdalar...
Ömür gibi… Ölüm gibi... Tek hücreli bir hayata atılan ilk adımla, Yeni bir ufuk çizgisine çevrilen rotada, Unutabilmenin hazzı, yansıyor rutubetli odama. Yaşamak anlamlanıyor, Renkler, kara kalemlerden sıyrılıyor… Dil, yatağına dönüyor usulca... Ben, maşukama… * Ne kadar şiir varsa tımarsız, Ne kadar mumyalanmış beden varsa mısra aralarında, Cımbızla toplayıp, defnediyorum noktaya. Ve bu tevarihin yazıcısı, güneş oluyor… Bir yetimin mühründe, Kureyş yeniden doğuyor. Kanlı savaşlar veriyor, elimdeki en cengaver kalem... Silkelenip kendine geliyor, adımla hemhal mefkurem. Vakit,cihat vaktidir…. Kuşandı secdeyi merdüm-i didem. * Acımasız nazarların ,şefkat maskesini indiriyor aydınlık, Dilinde bal, elinde hançer olan münafık, İtiraf ediyor ihanetlerini… Arkasına yaslanıp, şükrediyor zambaklar. Gecenin muhtelif mezralarında, en sevgiliyi bekliyorum. Hicranı, nedamete terkediyorum…. * Kulağımda, yaşlı bir neyzenin terennümü, Karşımda Asr-ı Saadetten manzalar, "uyan" diye yalvarıyorlar... Lakin Kurtaramıyorum başımı, yastığın prangasından, Silemiyorum dudağımı, mazinin dudaklarından. |
Karşımda Asr-ı Saadetten manzalar,
"uyan" diye yalvarıyorlar...
Lakin
Kurtaramıyorum başımı, yastığın prangasından,
Silemiyorum dudağımı, mazinin dudaklarından.
...
bir şadırvana misafir olma zamanı , kuş seslerinde arınma vaktidir tövbe kapısı kapanmadan...