Lirik bir Ezber Ayrılık
Varlığını giyindim tüm düğmelerini ilikleyerek
Sen uzaklaştıkça kopmaya başladı düğmeler Gerildi sırtımdaki elbise Yırtıldı ısınmam gereken yerden Sonra kış geldi yağmur başladı Yokluğundan az önce Gidişin tam yağmurlara denk gelmişti Yağmurlar mı uğurluyordu seni Gözyaşlarım mı? Şimdi daha çok üşüyorum Yokluğun kışa denk geldi Ve bu elbise artık olmuyor sırtıma Döküldü düğmeler Döküldükçe sensizleştim Gidişin akşama denk geldi Tam gece yarısından önce Gittikçe sessizleştim Sabah olsa Bir gülsen Isınırdım güneşinle, yanardım Sırtımdaki elbiseye de gerek kalmazdı Güneşlenirdim, sırtımı yaslayıp güneşe Güneş battı Her gittiğinde güneş bir mevsim biriktirdim içimde Her mevsim kışa denk geldi Üşüdüğümüz zamanlarda kaldı tüm mevsimler Mevsimler kendilerinden habersiz Unutuldu yazın sıcağı Sırtımın ılığı Lirik bir ezber aklımdaki ayrılık Her mevsim yaprak dökümü Ayrılık ertesi Gün batımı Devrildi tüm mevsimler Yaz alabora bir teknede Çalkalanıyor sağa sola çarpmadan batıyor yaz Zaman saat diliminin içinde Kaybolmuş Yalnızlık her zaman Saate bakacak zaman yok Zamana bakacak saat Her mevsim yalnızlık Geçmeyen Yüzüm kırık bir kalpte asılı kaldı Gülümsemelerim kırık Dudaklarım yalnız Üşümüş biraz da mevsimin kışından Hüznümde saklayıp erittiğim gözlerin Şimdi başka renk Ama ayrılık hep aynı renk Her mevsimi boyayan Her yüreği sarartan Yokluğun kıyafetsiz kalmak gibi Hikayemin kifayetsizliği Anlatsam da yetmeyeceklerle dolu Şiirler kafiyesiz Yüzümün yarısı ezberlemişti diğer yarısını yüzünün Yarısı yarımdaydı kirpiklerinin Ve gözlerinin tümü bendeydi Bu yarımlık Bu gidiş Bu uzaklık Ölmek gibi Ait olmadığım bir dünyada kimsesizlik gibi Kimsesizliğimle ölmek gibi Bedenimin gölgesi bile senindi Şimdi yerde gölgem Yere yakın bedenim Toplasam gölgemi alıp da gidebilsem bu ayrılık şehrinden Gidebilsem sana uzak olan her şeyden Uzaklıkları yakın etsem Gölgem ve ben iki kişiyiz ama yetmez Yetmez bu kırık tebessümü yapıştırmaya Yetmez yüzümün karanlık gölgesini boyamaya Yokluğun iliklenmiyor gömleği Ayrı olunca düğmeler Ceplerim düğme dolsa ne olur Bir araya gelmez yakamız *** Toplamalıyız şimdi Yere düşen düğmeleri Üzerimdeki düğmeleri kopan elbisemi Toplamalıyım yerden Kendi gölgemi Şiirlerin anlamsızlığını Hikayemin kifayetsizliğini Gidişinin ayak izlerini Silmeliyim toz toprak olan bu hikayeyi Yüzümün karanlık mevsimini Olmayan zamanların grisini Toplamalıyım her yere dağılan parçamı Öyle gitmeliyim Şimdi kalkmalı yerden Senin düşürdüğün yerden Yirmi Kasım İki Bin On İki 16 20 Nevin Akbulut |
Her mevsim kışa denk geldi... " Güzeldi demiyorum ... Güzel hep hissedip hissedilen... Rabbe emanetsiniz..."