Köşe
Ontolojik bulgular da olmasa
Hiç bilemeyeceğim endişe denilen kelimeyi Kırmızı köşeleri severim ben Endişeyi kedilerin gözlerinden öğrendim Batmaz çünkü o köşeler, acıtmaz Bazı insanların yüreğini de sevmişliğim olmuştu Kıpkırmızı kalp gördüğüm olmuştu Kalpleri gözlerinde atıyordu Ama o kalbin acıttığını Acıtmak için illâ da sivri köşelere gerek olmadığını Şefkat denilen duygunun artık başka yollara saptığında Kaybolduğumu, bununla birlikte duyduğum yanlış utancı Kimseyle sokaklarda sabahlayamadığımı Güvensizlik yüzünden sokakları suçladığımızı Bunları bilmemin hiçbir şeyi ifade etmediğini biliyorum Akla zarar benzetmelerim ziyan oldu aklımda Hayat kendi beşiğimi kendi ayağımla salladığım bir öğreti Yaşama biçimi rakı şişesi bebekliğime Büyük gelen her şey, zamanla daralır Bunaltı, doğmadan önce sarhoş olsaydım Ayıltabilir miydi beni yakan güneş Denizin tuzu, kumların batışı Kendimi kaybedemedim hiçbir şişede Dibinde yakalandım Bu hikâyede herkes yerli yerindeydi Annemden on yaş büyük gibiydim Haklıydım ama anlamıyorlardı Onlar kadar uyuşamadım hiç dünyanın yalanıyla Tamamen ayıktım, enine boyuna çizilmiş ama silinmemiş bir şeydim Haklı nedenlerim var Sabahları kızgın uyanmak için Sesimdeki çataldan kahvaltı yapamıyorum Kaybettiğim o tek şeyi sende de kaybolduğunu bilince İnsan bilincini de kaybetmek istiyor, aynı hızla Ben daha çok erkendim sana Zillerim geç çalardı Beynimde de, karnımda da Bakışlarımın adresini bilseydim, bir tek sana söylerdim Ellerinle kaybet, harca diye Sen pek erkencisin Dünyayı kendi eksenimizdeki acılardan ibaret sanmak Ne zavallı şey Dudağım hep aynı yerinden kanıyor Aynı yere gelince susuyorum ben Bir de sıkılmasam coğrafya derslerinden Ne geniş dünyam olurdu Bilinçaltımın genişliği beni hiçbir yere vardırmıyor Tüm doğrularım yanlış yollara saptığından beri Gidecek bir yer bulamıyorum Hayal kırıklarım şiirleri geçti Belki gidince her şey düzelir Kaybolunca diner belki vicdan azapları Geceden kalma sözcüklerin saflığına güvendiğim için Sabahları daha doğru yerimden kalkıyorum Akşam sözcükleri olmasa Hayallerimdeki pintilikten kendimi kapatırdım odanın duvarlarına Saklanabileceğim samimi bir köşe yok Hepsi aynı oranda batık Kanadından eskimiş kuşlara, kanat çıkarıyorum Dilimde asabî bir şarkı Eskilere kızıyorum Serçeler yabansı Büyüyünce eskimiş olmuyor aldanışlar Yeni olmasam da yeni üyeyim her yanılışa Bu hiç eskimiyor Cümle kurmaktan kaçınıyordun Kelimelerinde bebeklerin anlamsız harfleri Yine de anlıyordum Geç kaldığım yeri, biliyordum Buluyordum sonra, kaybolduğumu Haram yollardan geçen işaret parmağındaki küçüklüğümü Hesap soramıyordum Sesim bebekti Kalbimden başka gidecek yerim yok Cümlelerden başka ağlayacak köşem Ve sonsuzluğum Upuzun bir kayıp hikâye Yirmi Üç Mart İki Bin On Beş 13 00 Nevin Akbulut Not: Şiirimi Gün’e layık gören, Değerli Seçki Kuruluna Sonsuz Teşekkürlerimle, |