DilberAşkının iz düşümü gönlümün secdegâhı Penceremden es geçip kalbimi yakma dilber Rüzgarına kapılan çalıyor ney; segâhı Misk’in kokusu gibi aklıma akma dilber Usum başımda değil bağışla iki gözüm Tütsü gibi pus saçan büyü doldu her sözüm . Dilimden kulağına seğirten mırıltılar Aşk bağının arzusu; bülbülden cıvıltılar Her yıldız bir yakamoz şavkıyan ışıltılar Hazzın doruklarına istersen bakma dilber Lir teline benzedim tek tek gerildi özüm Haç çakıp astım canı kalmadı başka çözüm . Akan ağıt yaşına kimse demez ki hayır Ölümsüzlük iksiri içsemde etmez hayır Sevgili ocağında yaksınlar cayır cayır Sandığına bu çeyiz tam sedef kakma dilber Açıldı mangal yürek, yare bembeyaz közüm Sönmemiş yerlerine bölündüm düzüm düzüm . Gece perilerinin gözünü güneş almaz Güneş gündüzle gezer bizi pek aklı almaz Titreyen mum ışığı teninde saklı kalmaz Şehveti ferman edip çiviyle çakma dilber Arzuhalim kalmadı istemeye yok yüzüm Peteklerden tatlısı süzüldü süzüm süzüm . Divitin tükettiği bilmem kaç hokka yaz/ı Feleğin çarkındaymış dünyanın hokkabazı Payına düşen’hiç’se yoksul ona da razı sitemim kaderime kafana takma dilber Dalda kalan bal değil kurumuş birkaç üzüm Heyhat yazım tükendi intizarımda güzüm .. |
Bu güzel eseri kutlarım.
saygılarımla