Yenileni Yok Hüznün Yeniden Yaratılmışlıkta
ayrılığı seviyorum saadet abla
bana ve aşka talip o sür git güzellik yenileni yok hüznün yeniden yaratılmışlıkta tutkuyla anılar çay lekesi değil ki saadet abla kazıyıp gidesin içimden geçenleri bir allah biliyor sen misin unutmayı sevmeyen oysa ölmek sadece anılarda kalmak gibi o köpüklü bulut olsa da her vakit yalancıdır kaybolur durmadan sor kendine yağmurun bittiği yere koşarak ayaklarına kara sular inenendek gözlerin dört dönmesi nedir çarşı pazar hüzne çalan arayışlarda söyle saadet abla gündelik tasaların gözden düşmesi aşkla mı gelir istasyonların hüzünlü duvar saatlerinin acıklı ilerlemesi gibi sesler niye hep uzaklaşır böyle çalan benim mi saatim yüzyıl da sürse ömür aşka bir anlık tadımlık mı yüz hatlarının anlamına bir ömür adanır mı ki kapılar ne zaman misafir perver açılır hırçınlığımız kışa mı çağıldar böyle ya da ağlamak kış mı üşümeyi özler mi insan boş olduğunu anladığı vakit kavşaksız bir dünya beklentisinin kağan işçen... |